özür dilerim şimdi bunları sana levanten bir barda anlatmak isterdim bilirsin içki içmem aslında içemem ama benim fakir sofram kaldırmaz bu muhabbeti seni de açmaz zaten bilirim ve sen yüzümün düşüşünden tanırsın bu rezaleti duygu akıtırım simsiyah rimel gibi ....suladıkça gözyaşlarım kirpiklerimi
beş para etmeyen sevgime çekilirken s.et belki kaşımı gözümü görse aşık olurdu kimbilir Nazım Hikmet çünkü dilim laf yapmaz hem bunca cambazın içinde, bana da süslü kelime kalmaz her neyse sevgilim özür dilerim sana sevgilim dediğim için alışkanlık işte bir on beş dakika daha idare et
bu aralar dalgınlığım üzerimde ılık bir yaz gecesi gibi geçiyorsun burnumun ucundan bu hipermetropla başım dertte seni göremiyorum ... ve aslında ben sana her defasında yalan söylüyorum çünkü insan görmese de hisseder değil mi mesela ama*ları düşün hiç dokunmadan ve görmeden aşık olabiliyorlar
unuttum bak yine ben artık aşk demeyecektim şimdi geri dönüp, sil e m e m d e anlamına duyduğum saygıdan bir şiir affetsinler, misafir okuyucular mümkünse
önceki gece rüyamda Polyanna*yla kavga ettik o vesileyle de tanışmış oldum nasıl da mutlu bir çocuk beni mesleğini çalmakla suçladı biraz da ağzı bozuk -"ulan bu nankör hayatın içinde mutluluk oyunu oynamak sana mı kaldı" sanırım o da zaman aşımına uğradı yoksa en azından çoğaltırdı yüzümdeki yırtık gülüşü hatta belki dikerdi iğne iplik alıp defalarca ucuz kumaş gibi sökülen gamzemi
tabi çok ağrıma gitti dayanamadım -"ne bağırıyorsun kızım ben senin mirasyedin kocaman bir kadınım" ..ve yüzüme tokadı şaklattı -ben rol yapmayı kimden öğrendim ah yakmalı sonu mutlu biten masal kitaplarını
mesela sanki Romeo*yla jülliet gerçekten aşık mıydı yasaklanmasalar uğramazlardı bile aşkın sokağına dokuz çocuklu bir kadın olsaydı ve işsiz bir Romeo diyeceğim o ki insan birbirini pişirip yiyemiyor bir tencerede asil insanlar için lüks değildir aşk ünvanları vardır önlerinde yıkılmaz kaleler gibi evet o masalında sonu mutlu çünkü öldüler yürek/yüreğe bu hikayenin tek takdir ettiğim yanı bu
grileşiyorum günden güne dışardaki atmosfer bütün renklerimi emiyor içerdekini hiç sorma bazı evler canlı /ölü fanusu ve yazdıklarım zavallı kalbimin berduşluğu garibim o da dağıttı iyice
bana sızmadan önce sansürlü s/övmeler için bir omuz gerek vatkayla şişirilmemiş bir ceket anla be işte anla
bir otobüsün yağmurlu camından bakıyorum hayata kaza yapmaya meyilli bir şoför direksiyonda tek yolcu benim dışarda kredi kartlarından(borçtan kapalı) kuyruklu gece elbiseli kadınlar (ve mum ışığında eriyen adamlar) kuyruklu yıldız diyesim geliyor gülümsüyorum ne haddime! ama ben zaten uzağı görebiliyorum ve gördüğüm uzaklar oradakalıyor
iyi ki yakını göremiyorum yoksa sen bir cambaz edasıyla yürürken düşüncelerimden çekip ellerimle yanyana ve elele öldürürdüm ikimizi; yok yere adımız aşk*a çıkardı...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
öfkeli Polly, Romeo'suz /Juliet şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
öfkeli Polly, Romeo'suz /Juliet şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yok anacım kime dert anlatıyorsun ki.. Kulum sana söylüyorum, tanrım sen işit! :))) Bunlarınki de o hesap, bunlara her halt münasip :) Masalların bile fazlaca deforme olduğu günümüzde tutup küçük bir prensi öpüyorsun şapadanak Şairem ..hay aksi işte, o da ucube bir sürüngene dönüşüyor şiirde :) harikasın sen ..bu kadar mı güzel anlatılır..bayıldımmm :) yorumlamayı yapan Gökçe arkadaşıda kutlarım ayrıca..
iyi ki yakını göremiyorum yoksa sen bir cambaz edasıyla yürürken düşüncelerimden çekip ellerimle yanyana ve elele öldürürdüm ikimizi; yok yere adımız aşk*a çıkardı...
MÜKEMMEL BİR ŞİİR VE YORUM TÜM İÇTENLİĞİMLE KUTLUYORUM SEVGİLERİMLE
ılık bir ses
damıtılmış bir şiir
günaydın olsun dinlendirici.
de_siir_mate. /
şiirlerden lütfen uzak durma.