Tınalı Şerit
Tınalı Şerit
tınadı uyku çeperleri askerlerine ılık bir rüzgâr armağan eden güneşli akşamüstüyüm bütün çocukları topladım dizlerime çiçekleri içirdim yağız konaklardı ağızları göğü devirdim, öçü bitirdim kimse kinlenen küçük taşlardan velespiti korkuyla uzaklaştıran çölde bir damla devâsâ büyüklükte sevdalar yüklenmiş koyu kesikleriyle yollarda arkasında gölge betimlemeleri bırakmış oyumdur ben – görürsün beyaz ve siyah sonsuzda- çocukluğumdan öğüt kalmış bana güzel kadınlar için serin yağmurlar biriktiririm –ben- çocuklarım telâşla doğar şiirlerimin dengesi dengesizliğine eşit olur kahverengi bir suç kalır yalnızlığıma cıgarama ay konuşur kısmen ağrısıydı dünya kemiklerin toprakların akıllarıydı ölüler -ki bana göre!- soyundukça alkışlanan alkışlandıkça soyunan arasında çok fark vardı soyunuktum ilkin herkesi öyle istedim çok billur kan görüşmeleri sundular aşkmış gözleri, aşkları terk ettim gitmedim olmayanın olmadığı yere ahulu buldular perşembeye sinmişliğimi tınadı içimde kimse ölmeden uyandıramadığı sevgilim! Payanda |
fena...
hem de çok fena.