pANTE rEYŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Halikarnas balıkçısına bir denizci selamı
.
Güney ağaçlarının kırk döndüler savurduğu bir mevsimdi amansız yol tarifleri hep yanlış veriliyordu bordaları gümüş tenli gazellerle kaplı kalita miçolarına Teleği pütürlü mağara kuşu da olmasa yani uğursuz sayılmasa su dökülse arkasına kara dağın koynuna kıvrılıp yatışını denizin kıyısına varınca sadece dinlemeyip duysa dursa tiksinmesi de gözlerinin sunturlu kılıçbalığı karartılarını görmeyecekti kuşatma hazırlığının anakara ve onun soluk benizli yerlileri bir ara Alargaları cennetin bin mil açıklarına çeken kürek mahkumuydu sisifos dişi doğduğu toprağın kuma gömülen doğusunda solundaki boşluğu delta manzarasına açılan ırmağı süslüyor, yüzüyordu. yüzündeki serapla Serbest piyasa koşullarındaki cephede kurulmuştu o liman bir inip bir çıkan pistova tıka basa barutlar doldurulduğunda teke tek vuruşmanın ustası arkebüz mertlik töresinin bozdurulduğunu henüz öğreniyordu duba kılıklı hayat son düğümünü ona fırlattığında dilin dile dolandığı oradan. cehennemin bucağından... Sonra. çok sonra seyyal bir ses duyuldu pante rey! pante rey! gövdene sarıl köklerini tut ve kalbin gök’adam üzerinde kurulduğunu anla *ispanyolca: hep akar . |