ROTA AYRILIK
Gitmek, alel acele
Son vapura yetişmek gibi Geride kalana kurşun sıkmak mıydı gitmek Askı da kalan kıyafeti bağrına basmak Güneşin bulutla sevişmesini bırakıp Dağ başlarında toplayıp kollarını Bir çocuk küskünlüğüyle Fecre gaybı mıydı gitmek Yaşlı adamın kentleri kayıp haritalı yüzü Ovalar patikalar yorgun, beti-benzi solgun Dizlerim tutmazdan evvel ölmezdim diyor: -kökü kurumuş ömrümün yeşermiyor dalları Yılları alnındaki çizgide saymak Işığı sönmüş bakışların vardır bir bildiği Dudağının kenarındaki boşluktan düşmekti Zamanın içinde koşmaktı kara günlere Ömrünü tamamlamış son nefes miydi gitmek Geride kalan gözler benim değil Bu ayakkabılar sıkıyor adım atamıyorum Gelen güneş hırçın ,gözlerime oklarını batırıyor Bir çocuğu ağlatmadım hiç azarı işitti kulaklarım Sinema önünde bileti elinde kalandım Bu omuzlar benim değil, ağır geliyor ömrüme Bu deniz yok çığlık çığlığa martılar da O balığın karnındaydı umutlarım O güvertesi dökülen gemi gitmeye nazır Yelkeni nasılda koynuna alıyor rüzgarı Rota ayrılıktı O geminin düdüğünde bağırdı hayallerim… |