NE GÜZEL MİSAFİRSİN
Özgürlüğüm o martının kanadın da asılı
Ağla bulut şimdi halime gözyaşım kendi pınarında boğuldu öyle bir hükmü giydirdim ki yüreğime yılarca çektiğim acılar, hiç oldu yanında şu yaşam yumağında hüznü çile diye sardım yaralarıma bir sevda türküsüydü istediğim duydukça duygulandığım duygulandıkça ağladığım ağladıkça yandığım yandıkça sevdiğim sevdikçe sevildiğim şimdi unutulmuş bir takvim yaprağına tutunup ağlıyorum anıların arkasında gördüğüm o kız saçları alev kırmızısı göğsünün altında ağıtlarını gizliyor kendi yangınını arıyor masalının küllerinde buruk bir tebessüm dudağının kıvrımında: “yine eksiğim ömrümün sayfalarında” Karanlık gözlerime düşmezden evvel Sabahlar en güzel danslarını yapardı Daha bir güzel çıvıldardı kuşlar Kelebekler daha uzun uçardı çiçekten çiçeğe Mor menekşem daha da neşeliydi Ben güneş olurdum,bahar ardımca yürürdü Bir geceydi,ama en karasında Küstürdü beni bana Ben karanlık oldum,yürüdüm ardım sıra Bir hasretliktir şimdi umudun gelişi Türküler yürümüyor dağlara doğru Bir ben eksiğim bunca ağacın,böceğin Derelerin,denizlerin ortasında bir ben Oyy kapıma gelen ölüm ! Sen ne güzel misafirsin.. |