His
Kırık dökük bir kemiğin sesiyle uzaklaşırken,
dilim kanlar içinde ağzım, burnum, kanlar içinde. Bana iyi bak, sesime iyi bak, çığlıklarım ki, sesi duyulmayacak kadar derin nefesim, hırıltılar içinde nefsim, avuçlarında, dilim, kanlar içinde. Söyleyemediklerinden belki, küfürlerden, seni seviyorum laflarından, dokunamadığı için belki dudaklarına, dilim kan... Anlat bana, durma! "Sevişirken dudaklarında seni aradığım insanların suçu ne!" Onlar ki, en günahsız hali sevişmelerin masum bir tohum ellerimde, filizlenmek için haykıran onlar haykırınca, duyuyorsun sende, sen duydukça ben sessiz kalıyorum, ben sessiz kaldıkça, dilim kan... ve Buz kesmiş parmak uçları gibi, dua eder gibi Tanrıya, avuçları kirli, elinde şarapla, seni ister gibi, dilim, kırmızı şaraplar kadar koyu, dilim kan... Susma, sustukça sıra bana gelecek! Bana gelecek, ki sıram geldikçe öleceğim Ve ben öldükçe, ağzıma geleni sayacak sana dilim, Diyecek ki; "Sevemediğim kim varsa, kim varsa işte onların suçu ne!" İçimde yanan bir şeyler var, beni ateşe attığın günden beri... "Benim suçum ne!" Biraz daha dinle bu anlattıklarımı sen, tanıdığım en bencil insan, sen de düşünüyorsun biliyorum, -kendini... Ve dinle, dilimde ki kanlar durana dek dinle, benimle gel demiyorum, geri dönmene inancım yok benim sadece diyorum ki, bencillik etme hayatında bir kez olsun, "Kendini benim yerime koy, öylece sev beni..." Kan. İnan bana, Kin. Tut beni... Ki tutmazsan sen, olduğum yerden düşerim sana doğru, düşersem acırsın bana, canım acır, düşersem sormaz mıyım sana, "Bensem düştükleri boşluk, tutamadığım insanların suçu ne!" Şimdi biz inceldiğimiz yerden koptuysak, ipin suçu ne! benim suçum ne! Dilim kan kaybediyor, ve o kan kaybettikçe, ben seni kaybediyorum, seni kaybettikçe de, aklımı... Aklımı kaybettim ben. Ve dilimde kapanması güç bir yara, avuçlarımda ıslak bir toprak kokusu... Ve dilin... ilk kez söz edilmesi gerekirse ondan, "Dilin seni seviyorum demeye dönmez bilirim, cümlelerini yorma, senin dönmen yeterli!" Onur BUDAK |