ARSIZ GÜLÜŞLERİM
arsız gülüşlerin
zayıf ruhunu tüküren dilden aklımın yuvarladığı sözler düştü. ağız merhamet etmekten yoksun nefretin dalgasına çarpıyor yaşam. kafamın içine gömülmüş keder gönlümde ki maviyi de kefenlemiş, zamanın ayırdığı havalarda ağırlar hasretimin sancısını bulutsuz göklerin hayalime taşıdığı servetler de tükendi güneş taşınırken gözlerimden. hangi acınacak hallerin yolcusuyum hançerini yediğim kaderin gölgesinde. zaman sonsuz zahmetler’imi acının yatağında tabutlarken doğuımsuz bahtımla zehirlenmiş yaşamın aradığı köleyim dilim hecelerken küfürleri, tenimin üzerine yatırılmış kırık çizgiler zamana zora ki meftun olmuşken payını alamayan lekelenmiş çocuklar düşerdi içimde ki hayatın uçurumlarından. Ey hayat ; hiç tatmadığım güzel günlerin özlemini bana sen ne zaman vereceksin heves yutkunu soluğu kesilmiş adam olmaktan yoruldum tahrib edemediğim kibrinle yoğruldu bütün yalnızlığım. bir gün yeminlerim çözülürse zehirli sarmaşık gibi ruhumu saran kötü tohumlarını toprağımda eriteceğim sırf sana eğilmemek için. |