0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1550
Okunma
Ruhumun bağlarında
Tadı devşirilmiş olan
Acı dolu günlerin,
Parçalarını dikmeye çalıştığım her dakika
Zavallı yaşantımın dayandığı nokta
Korkarım ölüm olacak.
Gözlerimin boşluklarına yerleşen
Sahte tanrıların günahlarına
Yanlış zamanların güdümünde
Şahit olup teslim olmak ne acı,
Şimdi düşlerime bile sağırım
Havanın üzerimden akıttığı
Günlerden dahi habersizim,
Sessizliğimin bağrında
Yalnızlığın türküsünü öğrenirken,
Gün batmış, güneş açmış
Umurum da mı ?
Hayallerim parçalanırken bir, bir.
Yalancı mevsimlerin gölgesinde büyümüş
Ve soğuk zamanların bağında tökezleyen
Temiz ellerde büyümeden
Yiğit yürekli bir adam olamadan
Çırpınıp durdum bu toprağın üzerinde…
Bildim! Tanrının bana bu acıları neden
Yaşatmak istediğini,
Ağlamayı ya da sarhoşluğumun yağdırdığı
O Küfür dolu sözlerden pişman olup
Olmayacağı mı duymak istedi.
Oysa; ben uzak zamanların hayallerinde
Dudağı titreyen hiç olmuş duyguların
Kapısında bekleyen o dilenci olmadım henüz.
Ben bana Verdiğin acıları defalarca öpmüş olsam da
Ve kaybolacağı mı bilsem de bir gün bu sonsuzlukta…
Geri getirmeye çalıştığım
Ya da özlediğim, ya da kulağımı bu seslerle delecek
Haykırışlara henüz pirim tanımadım.
Sevgi denen çiçeği
İçimde büyütecek
Gökyüzünün kanatlarına bindirip gezdireceğim
Bir hayat yaşamadım henüz.
En karanlık zamanların padişahı ben oldum
Kötü günlerin avı ben oldum
Avcısı sen .
Bana ağlayacak ve bana üzülecek kim var etrafımda
Yılların ruhuma bıraktığı zehirli artıklarından başka,
Bana yardım et Tanrım;
Ben neden hala ölmekte çaresizim ve sensizim.
5.0
100% (1)