taş kanamasıjuan’a hiç kimse içime girip beni bu denli acıtmadı hiç kimse için tırnaklarımla çizmedim kendimi ben uyuyorum böbreğimin teki düşünceye dalmış taşlar kırmızı taş kıpkırmızı soluksuz nereye yuvarlanacak rüyamda sisli beyaz gömleği giyiyorum yanımda sen keskin gözlerin ve parmakların taş yuvarlanıyor yavaşça palamut ağaçlarının dalları kesik gözyaşları göğü tutuyor rüzgar kanatlarında soğuk elli yağmur geliyor yılan derisine sarılıyorum bir kez daha ağlayacağım olmayan mavi gemi yelkenlerine sağa kıvranıyorum aniden sola yeniden sağa sadece toprak görünüyor kuru boğuk çürük atlar koşuyor kırık göl hikayeleri bütün patikaların kapısı kilitli gidelim aşk beni rüyamdan çekip çıkarmalısın suyun yanına derimin altını oyan bir şey var ve neden kesik kesik nefes alışlar ter damlacıkları göğsümün arasını rehin alıyor bir tepside tanrı ve boşluk gövdem benim değil ki sabah taşla kanıyorum Aysu |
Her dizesi kan kırmızı.
Gönülden tebrikler.