![]() "DENEmelerim/DENENmelerim"
"DENEME’lerim/DENENME’lerim"
/ -Neden hiç gülmüyorsun? -... -Neden bizimle hiç gülmüyorsun? -... -Senin neden hiç gülmediğini çok merak ediyoruz? -Vara, yoğa gülemem ben. Gülünecek birşey bulamıyorum güldüğünüz şeylerde! -Hiç değilse tebessüm etmelisin. Aksi halde ne düşündüğünü merak ediyoruz, ve bunu düşünmek zorunda kalıyoruz. -Merak hissi, gülmek isteğinden daha baskın sanırım. / Bir, diyalog görüntüsündeki, monologtu. Yaşandı ama. Gerçekti. Ve yine düşündürücü elbette. / İçine kısılıp kaldığımız, diyelim ki avlandığımız kapanların içinde, yüzümüzün bütün kaslarını gülmeye zorlayarak, biz neyi saklamaya çalışmaktayız? İnsanlar neden bu kadar çok gülerler? Gülemiyorum. İstemediğimden değil, sebebi olmadığından. Her gülmenin bir sebebi olmalı mı? Olmalı. Nasıl ki her şeyin bir sebebi mutlaka varsa, gülmekte sebebsiz olmamalı. Nasılda beyhude harcanmakta düşünmeye kullanılabilecek zaman, gülüp geçmeye sarfedilmekle. Bir zamanlar insanların hakikaten mutlu oldukları için güldüklerini sanırdım. Hiç değilse, öyle görünmeye şartlandıkları için kutsal bulurdum bu çabalarını. / Artık dizboyu riyakarlıktan kusasım geliyor. / Aynı kapana sırayla kısılıp kalmaya devam eden insanlar, biribirinin kaderortağı mıdır? Can düşmanı mıdır? Canı acıyan kuyruğunun acısını, bir başkasının ciyaklaması ile unutuyor sanki. arkadan gelenler de, devamlı aynı tuzağa düşmeye devam ediyor. Doymak bilmez dev bir tuzak bu ey insanlar, gülecek birşey de yok üstelik ortada. Sükunet daha besleyici. Doyulmaz bir lezzeti var üstelik. / |