pervaz/ içimdeki yaygara ordusunun kumandanı adı olmayan sureti simsiyah bir çift göz olan başkada tarifi olmayan bir gölge sözlerini anlamadığım şarkıların bestecisi o bilmediğim bilmeyi dilemediğim bir dilin öğreticisi sesler uçuştukça kulaklarım kayıtsızlıktan usandı sonunda salkımsız mor bahçelerden geçtim ardı sıra peşi sıra sıra sıra dolandım salkım saçak bir çift simsiyah karanlığa sesler uçuşan kuşlar gibi, konmakla kaçmak arası pür dikkat sınıyorlar insanı. sınayın sınamasına da ürkütmeyin artık ruhumu zor bela tutunuyorum çünkü elimdeki bu son pencere pervazına. / 30 Nisan Yağmalanmış bir gün daha, ve ay, Nisan’da gitti, arkasından bakakalmaktan başka birşey gelmedi yine elimden hep öyledir zaten bakarız kalırız devam edesimiz kaçar yine de adımlarımıza kuvvet yürürüz. kendi hayatımızın içindeki mili döndürmesi gereken gözleri bağlı o beygiriz çünkü (AT diyecektim, ama demedim. her nesneni iki ismi vardır mutlaka, hangi uçta isek oraya uygun olanı kullanırız. Aşağılarda beygir, Birgün şahlanıp çılgınca koşmak istersem adına AT diyeceğim .) |