ÖZÜR DİLİYORUM
hayatımdan özür diliyorum
acıya söndürülmüş ömrümü küllediğim için, zamana devrilen bir yaşamın kabında ki o korkunç büyülere bırakılmış lekelenmiş saatleri içen ömrüm için. bütün sokaklar, kaldırımlarda yüklenirken gölgeme şehvetin çığlığı, kulaklarımda uğuldayıp sırf yeni bir günahı taşımanın gayretiyle titretirdi ruhumu. işte kazıklanmış kaderimin o çamurlaşmış çocukluğun garip bir öfkesiymiş gecelere kusulan yalnızlık korkusu, özür dilenecek o kadar çok şey var ki; yaralarımdan yağmur gibi boşalır bütün pişmanlıklarım. martıların denizi uyandıran sesiyle birlikte hırçanlaşan günler, ve yalanların tekrarıyla emzirilmiş yüzüm ağlarken, gözyaşlarını içine akıtıp, zamana katil oluşunu nasıl da pazarlardı kötü alışkanlıklarım. hırs tutkusuyla olan zoraki ortaklığı yüzünden. nefsin yamaçlarından yuvarlanan gençliğime oysa ki acıyorum; saçlarımdan sürgün edilmiş siyah teller için, beyazı saçlarıma akıtan kırık mevsimlere dargınım, gün değmesin artık aklımın bandığı hakikat okunsun zayıf bakışlı gözlerime. hayata tekmil verecek yanım kalmadı temiz duygularım omuzlanıp gitmiş şeytanın avuçlarına, ezberlediğim hayat bu değil miş meğer her gece rüyalarım da bana soyunan ümitler kılık değiştirmiş çocukluğumdan kaçıp. kır çiçekleri demetlen miyor ellerimde toplanıp uzanmıyor eskisi gibi anneme. anlayacağınız; içime kilitlenmiş zaman benim solumak istediğim hayatı hiç bağışlamadı. yazın ortasında bile üşüyen bir adamım ben ölümün kıyısında oturmuş. maymundan ne farkım var bu kanadı kırılmış halimle. içim ahşap dışım beton açılmayan bir pencereyim kim gelip geçer ki ömrümden. AĞLAYAN NİSAN |
selamlar.