VİCDANIMI SOĞUK ODALARDA GEZDİRİYORUM
pasif ve yitik duygular içindeyim
adamlığım cevap bulamıyor yaptıklarına gönül mabedim den dumanlar yükseliyor dertlerimle boğuşurken, darbeler inmiş ümitlerime körleşmiş bakışlara sürüldü meşhur heveslerim, tıkandım içimde yaratılmış bütün sevgilere karşı, yorgunum karanfil kokulu bahçelerden uzak yetim düşmüş çöl ağaçları gibi yalanla boğuşmaktan. ağıtlar yakıyor ruhum durmadan tıpkı güne hasret kömür işçileri gibi kadersizliğine öfkelenmiş dilimle şeytanın işçisi olmama ramak kalmış kayıp giderken yokluğun avucuna bir tükenişin sermayesinde vicdanımı soğuk odalarda gezdiriyorum ölenden farkım yok benim bu derin sessizliğe gömülürken sahipsiz kalmış kimliğim gülümseyecek yüz nasırlaşmış duygulardan izini koparacak cesareti bulamıyor ağlayan çocuk edasına bürünürken, satılık sabahların geceye uzanırken beni acıya teslim edişini titreyen dudaklarımdan versem anlar mısınız hangi çare yüreğimin tınısını duymuş acıyarak, hangi gerçek tesellisini doğurur yalnızlığıma yok böyle bir hayat yok böyle bir müsamaha, ben her kapıdan kovalanırken kuru bir cekete sarılıp hüzünlerimi ayın doğuşuna bırakır ötesine geçemediğim hayata günahlarımı bağışlatırdım. içim de çürüyüp gitmeyen mavi yüklü gemi yolculuğu var oldukça hüzün istediği kadar sarsın yaşamın her saniyesinde bir ben varım demekten, asla yorulmayacağım her şeye inat. AĞLAYAN NİSAN |
yureginizin sesi hic susmasin sevgilerimle...