Mavi Bir Sabaha Merhaba
Vardığım son secdenin ufuk çizgisinde,
Koyverdiğimde göz pınarlarımı loş karanlığa. Yeşil zeminler şahit oldu hüznüme. Ve sustu karanlıklar, taş kesildi sükuta. Beklenen sen idin dünyama cömert davetlerde, Solmadan gözlerdeki güneş ve gelmeden hazan. Küreksiz bir sandal kaderinde meçhul bir hedefe, Umut şarkılarını da yükleyerek tuzlu sulara teklifsiz. Gırdaplara gebe bir serüven yaşanır bu iklimde Ağır havasında yanar genzim, ama ne gam, Yüklenmişse yüreğim yılların tecellisini yılmadan, Ne yazar ölüm, ne çıkar noktalar varsa hayallerde? Noktaları ben mi halk ettim vücut ikliminde? Şikayetin bana mıdır has fidan, bu fırtınada? Sabır mı denemek muradın, durmayan bu zamanda? Neden yorgun gözlerin, uykuların kör eden kim? Yoksa zamansız mı doğdu sabahlar, uykunun bu durağında? Yoksa ihmalin mi vardı hazırlık için zirvelerdeki serüvene? Sen bir şarkı söyle, eşlik eder güz meltemi şevk ile, Kısma sesini, duysun gökler boyu süt bulutlar, Ellerini yeşil’e özgü aç rahmete, ulvi yakarışlarda. Bekle Nisan yağmurlarını pencerende zikir deryasında, Halkalar göreceksin dalga dalga, tül perdeler arasından, Toprak kokacak şükür ile iklimin, bayrak özgürlüğünde, Ve merhaba diyeceksin, Mavi Bir Sabaha, Kaç duraksız mevsim boyu oruçtan sonra, Acıkmış bir merhaba, gözü yaşlı bir merhaba, Bir tanrı misafiri kutsallığında, yürekten. Muzaffer Eker |