Uzakların YakınlığıBen uzağım bütün yakınlara anam, Yakınlar kirpiklerim kadar benimle ama, Göz kırpan yıldızlar kadar uzağım ben… Türkülerim ulaşmaz, ellerim değmez üşür, Acır yalnızlıklarda bomboş yüreğim anam, Mecalsiz kalırım düz yollarda, kesilir takatim… Bütün yakınlar dünya kadar uzak, Ve bir o kadar erişilmez duraklarda, buz gibi, Aldığım nefes gibi, içtiğim su gibi, iç içe, Sevdayı alıp giden trenler gibi dağlar ardına, Ömürler ardına, dönülmez yollara… Uçup giden duanlar gibi karanlık odadan, Sonsuz boşluklarda duraksız, soluksuz… “Hayat” demişlerdi; “Bir tiyatro, senli benli, Şuursuz tahta figürler, el yapması, Eli, yüzü, ayakları ne ise, burnu kulağı ne ise, Ne kurduysa onu yaşayan, şaşmayan, İp ne yana çeker, o yana, Gel bu yana, git o yana, Çat konuş, pat düş sonra kutuya, Yat bir daha ki oyuna kadar diğerleri ile. Şuursuz, anlamsız bakışlarla, Ne duygu, ne tepki, ne uyku, ne de rüya… Zamana yakın hülyalar, Mekâna yakın ayrılıklar boy verdi, yamaçlarda, Kaç mevsim şuursuz büyüdüler, öyle çaresiz. Bir yanları diken, bir yanları uçurum, Ne soğuktan etkilendi filizleri, Ne yaz güneşinde kavruldular. Gün batımlarında hasret türküleri ile sallanıp, Seherlerde çiy damlaları ile besmele düzdüler Soluksuz seferlerin şaşkın adımlarında… Ben zamana yakınım anam, mekâna uzak, Uzaklar alır beni, ay buluta girende. Mor karanlığın koynunda dinlenir gözlerim, Hani, o yeşilleri arayan gözlerim, Her istasyon arayan, boşuna gelmeyen yolcuyu. Ellerimde kır çiçekleri solmaya yakın, Taze kokuları hevesli arzularla. Gitgeller sıklaştıkça taş kaldırımlarda, Heyecan, kalabalıkların boyunu aştıkça, Kavuşmalarda mest olan gözler gibi değil ama, Kavruk uzaklara el sallayan iç çekmeler gibi… Ben sabaha uzak, geceye yakınım anam, Tesellim bülbül sesleri olur karşı koruda. Geceye daha yakın, tam ortasında yalnız bir ölüm gibi, Tam ortasında yalnız bir sofra başında, Bir yudum suya sabahı demler gibi, Sessizlik dokumak rüzgâr kanatlarında, Yaban meyveleri hayata “merhaba” derken, Kefene girmek gibi tan ışımadan, Elleri kanamadan dikenlerle… Ben dikenlere yakınım anam güllere uzak, Oysa;”Dikendir” derlerdi, gülün anlamı, Ne dikenin hikmeti, ne gülün sevdası, Ayıramadı gecelerin yalnızlığından ümitlerimi, Bir yeşillik bulamadan belemeye vuslatımı, Kurakta yanmaya terk etmek, ah ne acı ! Sen sana uzak ben bana uzak, Yakınlık neresinde bu çelişki tablosunun ? Sabah gelir mi, bilemem, Biter mi bu şarkı, anlamsız bir notada ? Susar mı gece, bilinmez bir durakta ? Bilemem çünkü, Cevaplara da uzağım ben… Muzaffer Eker |
tebrikler şairim