GölgeŞiirin hikayesini görmek için tıklayın www.youtube.com/watch?v=FY2s6dbpZ0U I/ Kusursuz bir aforizma Cehennemi taşırdı Çemberin dışında hayat Biraz siyah Kırmızı Yalnızlık yankılandı Münzevi kıymık batışı parmaklarında Oradan yayıldı kan Koridordan geçerek Bugün gri soğuk Ekimin ikinci günü Yağmur bulutları göründü Yağmur da yalan Her hangi şeyler gibi Gece uzun Uykusuz kirpik kıvrımı Dalgalar kıyıları acele dövdü Bir ileri bir geri Boğulacağı için mi Korunaklı dua değildi elleri O orada duruyor Gölgesi içinde çürümüş İskeletler gibi II / O hala iyi mi diye soruyorsunuz Değil Öyle değil Yalancı ağızlar söyledi Ayakları prangalı bağcıklı gün Gece avucunu buruşturdu Kendini kıvırarak Oraya gök gürültüsü yağdı Rüzgâr Kül Pencere altında ölmüş sokak kedisi Az ötede barlar eğlendi O Uykulu gece Kum zerrelerine martılar düştü Karanlığın derinliği çağırdı gölgeyi Gün Boz Sarı ağaçlar Çellonun kemikleri üşüdü Ama sessizce Aysu |
Cehennemi taşırdı
Çemberin dışında hayat
Biraz siyah
Kırmızı
__Kusursuz bir aforizma ateşsi cehennemi taşırdı çemberin dışında hayat; çoğunlukla hayat dışında kalan hiçliktir bir bakıma, tıpkı oyun dışında kalan bir çocuğun sahanın dışında beklemesi gibi... Siyah ve kırmızıdır
Yalnızlık yankılandı
Münzevi kıymık batışı parmaklarında
Oradan yayıldı kan
Koridordan geçerek
__Toplum dışında kalan bir kıymık batışı; bir uçlu nesnenin batışıyla kan dolarken koridorlarına yalnızlık yankılanmıştır. İçerdeki gürültü ile dışardaki gürültü çok farklıdır çünkü içerden gelen sesler yankı yaparken dışarda bu yankıyı hava boşluğu alır götürür ve bu bir rahatlatır insanı güya içerden gelen yalnızlık ise boğar insanı... ŞAİR her zaman yaptığı gibi herkesin sıradan gördüğü hayatı burada şiirle okuyanlara farketirmiştir. oysa anlatmak da, anlamak da bir bulmacadan ibaretir, ki çiğ düşmüş yeni yüzyılda hayat paradigmasından
Bugün gri soğuk
Ekimin ikinci günü
Yağmur bulutları göründü
Yağmur da yalan
Her hangi şeyler gibi
__Yalan, tek gerçek olan ölüm-müdür yoksa günleri, ayları griye çeviren ruh devinimlerimizden mi tüm bu kaygılarımız? yağmura tutulmak varken her hangi şeyler gibi...
Gece uzun
Uykusuz kirpik kıvrımı
Dalgalar kıyıları acele dövdü
Bir ileri bir geri
Boğulacağı için mi
Korunaklı dua değildi elleri
O orada duruyor
Gölgesi içinde çürümüş
İskeletler gibi
__İşte şiirin kalbi burada atıyor, şiirin çıtası yükseliyor... yavaştan giderken hızlanmaya doğru şiir dalgalar gibi git-gel değil sürekli dövüyor
II /
O hala iyi mi diye soruyorsunuz?
Değil
Öyle değil
Yalancı ağızlar söyledi
Ayakları prangalı bağcıklı gün
Gece avucunu buruşturdu
Kendini kıvırarak
__Farklı, estetik ve şiirüstü bir anlatım bir söyleşi ve ustaca...
Oraya gök gürültüsü yağdı
Rüzgâr
Kül
Pencere altında ölmüş sokak kedisi
Az ötede barlar eğlendi
__ Eğlence(yaşar) ve ölü ikilemi yani birileri ölürken yanı başında birileri de eğleniyorluğuna devam edebiliyor bir anlamda dünya hem ölenlere hem de yaşayanlara ev sahipliği yapabiliyor olmasındandır.
Usta şairler işte böyle kısa ama etkili bir kaç sözl e hayatı gözler önüne serebiliyor...
O
Uykulu gece
Kum zerrelerine martılar düştü
Karanlığın derinliği çağırdı gölgeyi
Gün
Boz
Sarı ağaçlar
Çellonun kemikleri üşüdü
Ama sessizce
__Ya gölgesi vardır(diri) ya da gölgesizdir(ölü) Şiirde olağanüstü betimlemelerle bir gölgelinin gölgesizliğini dile getirmişti. yer yer göndermeler ve elit vurgularla şiir hep okunası bir eser olarak değerlendiriyorum, gayet başarılı bir dil şöyleşisi ve baştan sona bütünlüğü gözlemledim.
Usta yüreği selamlıyorum