kızılay meydanında bir öğrencinin saçlarını kestiler
yüzünde gülümseme
yüzü isyan kokuyor
oturup dosyasını okudum
kahve tiryakisiyim
ahmak adamlar keyifli olduğumu düşündü
kahveyi kustum
ivan yakovleviç gördüğüne inanamadı
burnuna bakarak
polise hesap vermeyi red etti
eksi yirmi derecede yağmur yağar mı
soğuk perdeleri kuruttu emniyet müdürlüğünde







canım sıkıldı
dudaklarımı ısırıp ayrıldım ofisten
yandaki berberin elleri sabun kokuyordu
sabundan nefret ederim
o öğrencinin sakalına değdiği için





aynalar tersliği anlatmaz arkasına bakmazsanız
fısıldadım sadece duyabilene
binbaşı kovalev de neva bulvarında yürüdü
dik yakalı beyaz kolalı gömleği
aslına bakarsanız bütün bulvarlar reklam kokar
sıfır dereceli insanlar akar arka sokaklarında






lütfen adımı sormayın
adım neva bulvarı değil
kızılay veya başka ülkelerin meydanı
sekiz dereceli memur kovalev’i tanımam
ivan yakovleviç’in burnundan bana ne
mesele yumruklarını kaldıranların hücreye konulması
mesele siren sesinin intiharları kapatmasında









Aysu