seni... Merhametsiz bu hayat Niye diye sorsana joêlla ? Kaldırımlara düşen ayak izinden tanırdım onu Mavi bir gömleğin yakasından Bir şarkının nakaratından Bana getireceğini sevinirken Aksi istikamete gittiğini görürdüm Hayıflanırdım işte... Sen hiç sonbaharda yürüdünmü bir korudan ? Ayaklarının altında ezilen yaprak hışırtılarıyla çalkalanırken evren Doldurdun mu kulağının haznesini Can çekişen dirilerin de öldüğünü... Yada İliklerine kadar üşüdüğünü hissedip Sıkıca sarıldın mı Yamalı sevdanın boynuna ? Ellerimde kar tanesi düşlerim vardı benim Avucumu açınca biriktirdiğim Sonra yok olup gitmesini görünce Hüzün esvaplarımı giydiğim... Düşündüm de joêlla Sanırım benim sevgimin alevinden Hiçbir kar tanesi tutunamıyor hayata Ya da ben her zerremin sıcaklığını hissettirdiğim için Yalnız kalıyorum Sıcaklığımın soğuk odalarında Üşüyorum joêlla Ellerimde kuşların yaptığı yuvalar Sırtımda delik bir urba Ayağımda ninemden miras çarıklar Başımda deli bir sevda Yüreğimde gittiğim Ama hiç varamadığım Çıkmaz sokak... on altı Numara... Özlemek diyorum joêlla Nasıl anlatsam bilmiyorum Kanın çekilir mesafelerden Boğazında bir ülkenin şehit kanları Ayağında tökezleyen çocukların yazgısı Başında sensizliğin yarım kalmış ağrısı Gözlerinde kuytu gecelere akın eden akrep bozgunu Kulağımda yüzü görünmeyen çınlayışlar Yok joêlla yok Anlatamıyorum Anlayamıyorum Sen anla Ben anlata(ya)mıyorum ... .. ... |
anlatilamayandir
Sair anlatmis
yürekten tebrikelrimle