anechkaEvveli gün uçmağa giden bakire kırlangıçlarla Sarı pürçekli ay çiçeği tarlasından geçtim Ağzımda süzülmüş hoşaf tanelerini ayrıştırırken dilim mısır koçanlarını salladım kınalanmış ellerimle dört bir yana Gece vakti gözlerimin karasında raksederken sluetim Yağmur sonrası üzüm bağlarının toprak yollarında sürüdüm saçlarımı Kumral başaklar arasında gizlenen doğurgan gürcü kuşlarına imrendim Tılsımlı kokular sürdüm boynumun ateşli duvarlarına, çanı çaldım Kandili yaktım, İsaya sarıldım, Alex’i kucakladım Puslu gecenin sancılı nöbetlerini y-aşarken Dudağımın kıvrımında bestelediğim resitaller eşliğinde yeni doğmuş buzağın avuzundan içtim kana kana İstemsizce mavi karıncaların mezarına bastım, kavradılar bileğimden Sarsıldım, örselendim, ötelendim örüstü düştüm sütüm aktı göğsümden Ben anechka Yıldızlı temmuz akşamı doğmuşum anadan üryan Uzun siyah saçlarım belimin gezegeninde uçuşurken Uranyum sarmış bahçemin tenha köşelerinde Tütsülenmiş pembe dudakların giriyor düşüme Güneş, ay, aragon kadar kokulu ham incir Olgun şeftali, pelteleşmiş kayısı, gelincik şurubu Turuncuya çalan sararma vakti evveli akşam üstü rüyamın ortasında yırtılmış çarşafı teğellerken mabedimde kibrit kokusu, mum yanığı parmaklarım teninin her kıvrımında ihtiyarladı aklım Ben anechka. Gözlerim israil kuşatmasındaki filistin kadar mağrur Perdesi kapalı, peçesi mühürlü, duvarlarıma kurşun yağarken Yüzümde şarapnel parçası gelmişim geçmişim yağmacı kuşlar, özürlü parmaklarım, ensemden vuran ağrım darağacında sallanan onca yurttaşım, kandaşım bağdatım, şam’ım, ibranice okuduğum dualarım Nefesim de barut kokusu zilzalaha okuyan peltek dilim siyanür çığlıklarıyla çalkalandı gırtlağım, beyaz tenim Bastırılmış acılarımda bitmeyen Anadolu ezgilerim Bir arşın boyum, kesilmeyen sözüm, sazım, türkülerim Saydam dokunuşlu kemikli ellerim hücremde voltalarken Mavzer kadar keskin, ıslık kadar çığırtkan son nefesim Omuzlarıma döküldü soğuk suyum, bereketim asayişi berkemal olmayan ölü duruşumu kefenledim ben anechka duvarda aciz yelkovan gözlerinse alfabemde okunan konçertoyu kim çaldı ince belli aşüfte uykusuzluğum gün göstermezken manavgat şelalesinde yunarken kardeşlerim yılkı atlar ülkesinde, kambur kediler çarmıha gerilen asayı tutarken ikindi vakti çağan güneşte tek tek dağıldı tespihim rahlemi kaybettim, musafımı okurken, cüzüm dağıldı harflerim döküldü, ayın gayın sad dat.. fatiha da durdum, tahiyyatü de teslim, ağıtlarım yaşmak bağlar ipek yorgan, sadeleşmiş yüzün, yine ilkbahar bahçem tomurcuk açar eriklerim, kalbimde ismin, imece usulü direnişim iri tuz tanesine okunan üç ihlas bir fatiha gözlerim ilk cemrem, ilk dokunuşum, mor sümbüllü döşeğim evveliyatım, ahirim, yirmi dördüne düşen kandilim yağmurda ıslanan saçım, akan sütüm, yarım kalan şarkım yer ile gök arasındaki sızım, ceryanda kalan sancım çarşambaydı seni ilk kucaklayıp akarsuya bırakışım ben anechka ... |