(Öz)lem
Yoğunum bu günlerde
Aklım seni özlemekle ,yüreğim sevmekle meşgul. Özlemenin bu kadar fazlasını taşıyamam Ağır gelirde düşerim diye tüm korkularım En çok omuzumda hissediyorum En çok yüreğimin... Benim bile keşfedemediğim yerlerinde, Hapsolmuşcasına ! Beni soluksuz, takatsiz Cümle kelimelerden yoksun bırakmasına, belki de şaşkınlığım. Ne kadar yol yürüdüğümün, Kaç bin kez adım attığımın farkında değilim. Ya da adımlarımın beni nereye sürüklediğinin... Sadece başım önde , İsmi zehir gibi damarlarımda gezinen O yârimin, o sevdalımın, o içime sığdıramadığım Aşkımın kokusunu duyuyormuşcasına; Ona doğru gidermişcesine yürümek,yürümek ve dahası yürümek... Sahip olmayı isteyip mücadele ederken, Uğraşıp hatta didinirken ve hattası Sevmenin en uç noktalarında yaşarken, Umursuz, düşüncesiz, açbilaç yok etmekte sanki beni. Sadece onu düşünmenin verdiği hazzı, Doyumsuz tatlarda bulmak... Ve yine onu özleminin mükafatı olan Daha fazlasıyla özlem,hasret,mutluluk,acı,hüzün Ve cümlesi aklımın içinde olup, dilime dökülmesi Mümkün olmayan o kelamlar... Bilirim ki ruhumun yitik bölgelerinde, Dökülmüş sıvasında ,kayıp taş parçalarında Ne kadar yorgun, yitirilmiş de olsa Zamanın ötesinde, berisinde, gerisinde sen varsın. Her daim olacağın, olman gerektiği gibi.. Değerli Yorumu İçin: Mustafa Kurt, Beyefendiye Hürmetlerimle... |
Dökülmüş sıvasında ,kayıp taş parçalarında
Ne kadar yorgun, yitirilmiş de olsa
Zamanın ötesinde, berisinde, gerisinde sen varsın.
Her daim olacağın, olman gerektiği gibi..
Çok sevdim. Kaçıncı okumam bilmiyorum. Ama doyamadım.