Bağlarda çiçek m’olur? Hain ifteriden Öyleyse; tarif yalan, yazılsın yeniden Yoz mecrada fitne var ki; Mevlâm korusun Kır otları şevkle okşayan müfteriden.
2.
Arsız kılükalle günde meşgul haneler Bir ulvi şehirde kürk satar meyhaneler Tezden adı bunların, lügattan siline Her zümreye pek zararlı gamsız taneler.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İFTERİ (RUBAİ) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İFTERİ (RUBAİ) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ve bu konuda daha önce yapılan uygulamalara çeşitli örnekler:
İbrahim Alâettin Gövsa, aruzu “sevmek” fiilinin çekimleriyle öğretmeyi düşünmüş ve adını da “sevmek sevilmek ölçüsü” koymuştur (Dilçin, 1997, 10). Gövsa, kalıpları oluşturan parçalara şu karşılıkları bulmuştur: fâilâtün : Sevmeseydim feilâtün : Sevebildim mefâilün : Sever misin mef’ûlü : Sevmezse feûlün : Severken
Necip Fazıl, Kafa Kâğıdı’nda Bahriye Mektebi’nde okuduğu yıllardan söz ederken benzer bir duruma işaret eder. Şair, 1916 yılında girdiği Bahriye’de şairlik yönüyle öne çıkar. Henüz on iki on üç yaşlarındadır ve tek nüshalık Nihal adlı dergiyi çıkarmaktadır. Şiire aruzla başlamış ve Edebiyatıcedîde etkisinde “Bir refrefe-i bâl-i hubût gibi perran” [Bir güvercin kanadının çırpınışı gibi uçan] şeklinde mısralar söylemektedir. Zabitlerin bile “Şair!” diye çağırdıkları genç Necip Fazıl, teneffüslerde arkadaşlarını toplayıp aruz alıştırmaları yaptırır:
Ne dedin? (Feilün) Ne var ne yok? (Mefâilün) Yârim benim, bahriyyeli.. (Müstef’ilün, müstef’ilün) gibi...(Kısakürek 1995: 159)
Abdülbaki Gölpınarlı, Konya’da edebiyat öğretmenliği yaptığı yıllarda aruz veznini öğrencilere “tap dance” (ayak vuruşlarıyla yapılan dans) yoluyla öğretmiştir (Holbrook, 226). 1930’lu yılların Holywood yıldızları Gene Kelly, Fred Astaire ve Ginger Rogers’ın sinema perdesindeki dansları, Gölpınarlı’ya bu yöntemi ilham etmiş olmalıdır. O yılların modası olan “tap dans”ın ritmiyle vezin öğretmeyi ilgi çekici bir deneme olarak kaydetmek gerekir.
İskender Pala, üniversitelerimizde ve orta öğretim kurumlarımızda aruz eğitimini başarıyla uygulayabilmek için, öncelikle bahirlerin Arapça adları yerine Türkçe karşılıklarını kullanmayı, tef’ilelere de Türkçe adlar koymayı teklif eder. Buna göre örneğin, sevmek (—), sevgi (-.), sevgili (-..), sevişmek (.—), sevilen (..-), sevdiren (-.-), sevindirmek (.—-) gibi tef’ilelerden kalıplar oluşturulabilecektir.
Yine Pala’nın önerisiyle tikitak tak (..— = feilâtün), gürül gürül (.-.- = mefâilün) gibi tabiat taklidi seslerden de yararlanılabilecektir. Pala, aruz kalıplarıyla yazılıp dilimizde atalar sözü hükmüne geçmiş kimi mısraların kalıp ismi olarak kullanılabileceği görüşündedir. Örneğin Fâilâtün fâilâtün fâilün yerine “Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem”; Mef’ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün yerine “Ayînesi iştir kişinin lâfa bakılmaz”; Feilâtün feilâtün feilâtün feilün yerine “Gülü târîfe ne hâcet ne çiçektir biliriz”; Mef’ûlü fâilâtü, mefâîlü fâilün yerine, “Geçmiş zamân olur ki hayâli cihan değer” mısraları kalıp adı olarak kullanılabilecektir (Pala, 2002, 49).
Klasik Türk müziğindeki usûllerle aruz arasında ilgi çekici karşılaştırmalar yapan Cinuçen Tanrıkorur da tef’ileleri “gel-” eylemiyle adlandırmıştır: Fa’ (gel), fe’ûl (gelen), fa’lün (geldin), fâilün (gelmedin), feilün (gelirim), fe’ûlün (gelirmiş), mef’ûlü (gelmezse), mef’ûlün (gelmezsem), fâilâtü (gelmeseydi), feilâtü (gelebilse), fâilâtün (gelmeseydin), feilâtün (gelecektin), mefâilün (gelinmeden [gelir misin T.Ş.]), mefâîlü (gelinmezdi [gelir miydi T.Ş.]), mefâîlün (gelir gelmez), müstef’ilün (gelmez dedin [gelmez misin T.Ş.]), müstef’ilâtün (geldin ve gördün), mütefâilün (gelemezmişim) (Tanrıkorur, 2001, 383)
Kuralı kaidesi sizin olsun tebrik eder , sonrada şiir bende ne hisler uyandırıyor ona bakarım .Gözümün önüne dağı bayırı saran eğreltiler geldi annem bunları koparmak lazım kesmekle kurtulunmaz bunlardan derdi. İşte o kadar zor bu zamanda o eğreltilerden kurtulmak demek ki iş ALLAH`ın ipine sımsıkı sarılmakta, sadece bir satırın verdiği ihtarat Allah razı olsun
Bağlarda çiçek m’olur? Hain ifteriden Öyleyse; tarif yalan, yazılsın yeniden Yoz mecrada fitne var ki; Mevlâm korusun Kır otları şevkle okşayan müfteriden.
2.
Arsız kılükalle günde meşgul haneler Bir ulvi şehirde kürk satar meyhaneler Tezden adı bunların, lügattan siline Her zümreye pek zararlı gamsız taneler.
HEP DERİZYA HASRETLER ÖZLEMLER İŞTE BU GÜZEL ECDAT LİSANINIDA KULAKLARIMIZ ÇOK ÖZLÜYOR VAR OLASIN ŞAİRİM YÜREĞİNE SAĞLIK SELAM VE DUALARIMLA A.E.O
Bizim okulda iki tane Türkçe öğretmenimiz var. Rubai yazmayı bana öğretin dedim. Hangi kalıpla ve nasıl yazılacağını detaylı bilmiyorlar. Muhsin İlyas Hocama sözüm vardı. Aruzu öğrenecektim. İnternetten biraz bilgi topladım. Liseden kalan bigilerimde yetersizdi. Hala aydınlanmış değilim Tabi sözümü de yerine getiremedim. Kalemine sağlık Ziya Bey Gardaşım. Selam ve saygılarımla.
Şiir yazmaktan çok da anladığım söylenemez ama güzel şiirden anlarım. Hele de içinde sanat varsa o zaten kendisini belli eder. Böyle bir şiiri yorumlayabilmek için bu ayarda birşeyler yazabilmek gerekir o da bizde yok maalesef...Bu durumda bize düşen bu güzellik karşısında susp onun tadına varmak.
Ohhhhhhhh beeeee!!!!! 3,5 yılda ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER'den 101 tanesini inceledim ki, onların % 99'u DİVAN EDEBİYATI şairiydi ve ARUZyazmışlardı... Ohhh deyişim niye mi? Unuttuk ya aruzu, unutturdular ya... Yasak bir zarfa koyup kütüphanelerin en tozlu raflarına kilitlediler ya. O orada gizli bir HAZİNE gibi kendisini keşfedecek genç nesiller, muhteşem kalemler beklerken; o sisler ve akşam alacaları arasından ŞİİRLERİN ZİYASI çıkarıp getirivermiş ya karşımıza, gün güneşlik oluvermiş bu sayfadan bu site ya, işte ondandır rahatlayışım ve ohhhh beee deyişim... * Ne sulu sepken gözlerim var benim de.. Öksüz çiğdemlere dönmüş kaç asır ruhumuzu yıkayan, edebiyat tarihimizin en önemli dönemini teşkil eden aruz... Ona FAİLÂTÜN-FÂİLÂTÜN lerin dar ve ARABÎ kalıplarını vatan seçip, kilitleyen ve sonra, onu BİR TÜRK ARUZU HALİNE GETİRMEYİP çekip gidenlere ne diyeyim ben?... * Rahmetli AKİF, bir aruz mısraını nasıl ikiye bölmüştü. Ya Tevfik Fikret bir şiirde 4 ayrı ARUZ KALIBI' nı nasıl da güze kullanmıştı. Ya Ahmet HAŞİM'e ne dersin O BELDE şiirinde bir aruz kalıbını 8 ayrı parçaya nasıl da güzel bölüvermişti. Veee muhteşem BAYRAK şiirini ARİF NİHAT ASYA hocamız nasıl da SERBEST ARUZ ile yazıvermişti ve yürek kalelerimizin burçlarında dalgalandırıvermişti.... * İmâle, zihaf vb... Aruz kusurları... Ya da öteki aruz kuralları, evet, ama bizim HECE'mizle ENTEGRE OLMUŞ bir İBRAHİM ALAATTİN GÖVSA projesi olan GÜLCE ARUZ'a ne demeli?... * Ohhhh beee.... Çok teşekkürler Şiirlerin Ziyası kardeşim... Tebrikler... Selamlar, saygılar Akdeniz'den sana....
MustafaCeylan tarafından 12/27/2012 11:08:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
MustafaCeylan tarafından 12/27/2012 11:09:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bağlarda çiçek m’olur? Hain ifteriden Öyleyse; tarif yalan, yazılsın yeniden Yoz mecrada fitne var ki; Mevlâm korusun Kır otları şevkle okşayan müfteriden.
2.
Arsız kılükalle günde meşgul haneler Bir ulvi şehirde kürk satar meyhaneler Tezden adı bunların, lügattan siline Her zümreye pek zararlı gamsız taneler.
Heybedeki aruz bile guzel, nitelikli ve ifteriden, muftreiden siyrilmis buyumek icin... Cokca begendim. Tebrik ve saygimla..
Bağlarda çiçek m’olur? Hain ifteriden Öyleyse; tarif yalan, yazılsın yeniden Yoz mecrada fitne var ki; Mevlâm korusun Kır otları şevkle okşayan müfteriden.
2.
Arsız kılükalle günde meşgul haneler Bir ulvi şehirde kürk satar meyhaneler Tezden adı bunların, lügattan siline Her zümreye pek zararlı gamsız taneler.
Allah sizi Mehmet Akifle, Yahya Kemalle yoldaş eylesin munhterem, sizin kıymetinizi ancak onlar bilir.tebrikler. Selam ve hürmetlerimle.
Bağlarda çiçek m’olur? Hain ifteriden Öyleyse; tarif yalan, yazılsın yeniden Yoz mecrada fitne var ki; Mevlâm korusun Kır otları şevkle okşayan müfteriden.
2.
Arsız kılükalle günde meşgul haneler Bir ulvi şehirde kürk satar meyhaneler Tezden adı bunların, lügattan siline Her zümreye pek zararlı gamsız taneler.
Mef û lü - me fâ i lün - me fâ î lü - fe ûl
- - * / * - * - / * - - * / * -
27 aralık 2012
Ustalığı yüreği kalemi eseri, Ayakta alkışlıyorum....... Çok harikaydı, yüreğine kalemine sağlık hocam, Saygılar selamlar.............
Bağlarda çiçek m’olur? Hain ifteriden Öyleyse; tarif yalan, yazılsın yeniden Yoz mecrada fitne var ki; Mevlâm korusun Kır otları şevkle okşayan müfteriden.
2.
Arsız kılükalle günde meşgul haneler Bir ulvi şehirde kürk satar meyhaneler Tezden adı bunların, lügattan siline Her zümreye pek zararlı gamsız taneler.
harika bir çalışma emeğinizi kutluyorum selamlar..............
Şiirlerin Ziyası doğru ya ! Hecenin mecenin değil, Şiirlerin Ziyası...
Efendim temel şiir kültürü sağlam olunca her kalıba uydurmak kolay geliyor sanırım. Bir arkadaşa daha yazmıştım çok istememe rağmen bir aruz vezinli şiirm yok, kıskandım şimdi :)) Güzeldi kırdan çiçekten dem vurup ferman veren şiiriniz.Tebrik eder saygılar sunarım.
İçi başka dışı başkalara gönderme heralde...Hani bazıları vardır ülema zümresine karışır , altta ipek libas var üstüne yün aba çekmiş...İşte bu sahtelere benziyor bu müfterinin ifteri şeması...Selamlar , saygılarımla...
Arsız kılükalle günde meşgul haneler Bir ulvi şehirde kürk satar meyhaneler Tezden kökü bunların, dibinden kurusun Her zümreye pek zararlı gamsız taneler.
güzeldi yine dizeler güzeldi gönül sesiniz saygıar benden