Vahşi güzel ERCİYES
İlahi bir mâbet gibi, kubbelerle yükselen,
Sülüeti muhteşem, zirvesi göğü delen, Yamaçların barajı, kırk yıllık sular veren, ---Kerem’in ateşi var, Aslı han’ın külleri, ---Seni tarif edemez, âşıkların dilleri. Sendedir Süleymaniye, sendedir Selimiye, Ebediyyen kalıcı, öz yurduma hediye, Sözün bittiği yerden, başlıyorsam ve diye, ---Mimar Sinan’na ilham, ufkunda ki çizgiler, ---Tarihten miras bize, en gizemli sezgiler. Sırt sırta binmiş yamaç, adın olmuş Erciyes, Esasında aşk imiş, sana duyulan heves, Soludukça derinden, can katıyor her nefes, ---Farkına varmasa da, diriliyor insanlar, ---Sevda ile kim baksa, seni özünde anlar. Beyazlara bürünmüş, sen vahşi bir gelinsin, Vakarlı duruşunla, onurundan eminsin, Vadedilen gerçeğe, en mukaddes yeminsin, ---Eteklerinde cennet, başın her zaman nemli, ---Görünüşün aşikâr, için hepten gizemli. Düz ovanın güzeli, Kayseri’in güneyi, Kimler taliptir sana, kim ola ki güveyi, Öz âşıklar özündür, diğerleri üveyi, ---Aldansam da aldanmam, bunu böyle bilirim, ---Gel demene gerek yok, davetsizde gelirim. Kışın bile sıcaksın, ayazların serinlik, Ağustosa soyunur, sırtındaki gelinlik, Doruğuna baktıkça, yükseliyor derinlik, ---Senin öz çocukların, Yılanlı, Ali dağı, ---Ak göğsün emziriyor, türkülerinde bağı. Seni gören tüm gözler, neden hep dağ sanıyor, Biliyorum dışın buz, için hepten yanıyor, Ürgüp’te yaran var ki, Kozaklı’dan kanıyor ---Derininde volkanlar kaynıyorken sedasız, ---Öz yurdumun süsüsün, günün geçmez edasız. Torosların ardına otağ kurmuş devletsin, Yanıp yakılmaktan mı, bütünüyle heybetsin, Daha da süslen artık, dünya seni seyretsin, ---Eğilmeyen başınla, göklere dal Erciyes, ---Ebediyyen yaşlanma, hep güzel kal Erciyes. 25.12.2012...Mustafa Yaralı |