acziyetin hikmetçisihayrettin taylan ters yüz edilmiş yüzünün yansık sevisiyim dert yüz kalmış,kalakalışın tanıdık kavıyım önceleri yakıyorum, bağrın yanmasın diye sonraların külünde kul oluyor cemalin şimdilerin mavisiyim solumda başlar aşkın sonsuzluğu 2. bütün güllerin günüyle rengine donanıyor dünyam yare çarpılmış , yere serilmiş tutkunun suyuyum gölgeler arası bülbüller dinlenir, tanınmış kırmızılarda bir ruj arasında kaldı aşkımın rejimi dudağa yakın dökülen sözsüz kanunların sevdasıdır sevmek demokrasi böyle bir şey sanırım gitmek de özgürlük sevmek de ama sende kalmak neden hüznün esriliği dudakların hangi öpüşün son buluşu neden hep o tadın kıtasındayım istendik ülkende mülteci bülbül olarak geldim öp ben’imden ufkun salıncağında aşkın annesi gibi s’alla beni gülüşünle gül arasında kalan ömrümün kırmızılarını sür yüreğimde aşk gülmenin gülüdür sevgilim 3… hüznün balkonunda yetişen sardunya gibi ser dünyamı huzurun adı olsun yarinler koşarak geldiğim kollarını açık tut ki yüzyıllık hasretimin çerçevesi kırılmasın vaziyetin iç mimarı gibi düzelt içimi acziyetin hikmetçisi gibi ben’den öteleri anlatır menkıbeler senle ben arasında kalmış bir ömrün kırağan kırağında kaldı mecalim ben var, asıl ben yok ben var, asil ben yok sen var, istediğim sen yok |