2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1081
Okunma
Üç Kişinin Bildiği
üç kişinin bildiği ir değildir-
kumaşında bu yazıyordu gecenin.
ses etmedim oysa- içimdeki irkilen kuş
nasıl anladı, -ağızsızdır bazı şeyler
duyulur yaşam ağrısı, demlenmiş bir yalnızlığa
geçirilir vicdân pusulaları.
her çocuk Allah’ı gösteriyorsa
neresi kıble olur anaların gözyaşlarına?
bilmeli misin turnaları
kanatlarında ezberci yağmurlarla
geçip giden tirenleri kovalar
ah dalgalar ve kadınların özlem dedikleri
derin kuyu… (bir bakıma
esnetilmiş bir lastik
kalbe çarpan, terbiyeci tanrı!
ah o büyük kaya…)
inletir ne zaman görsem yüzlerini
kirlere takılmış ahu çemberleri
yazdan kalma bir ıslık, sıcacık
yorgunların ağzındaki. büyük tufan
çıngıraklı yılanlar, alkol vecizeleri
çörletilmiş sabah egzersizleri
yalan sevişmeler… kapı önleri
çıplak… çingene eli kadar
temiz öptüm seni…
/ en çok bir mum kendini insan sanır
devirince kedi siyahları, ressamlar alçıya alınır
-bu göğün hâli nedir?- nasıl bu kadar ıssız!
serser’i bir hava sorumluluğu
kokusunu ilerlerken bulurum sons’uzluğa.
kelebeklerin hatrını kim sorar
dünden başka? öyledir
sevinçler içinde tarlaya bırakılır
sanki korkuluktur iki gözüm de onlara
ola ki bir yaklaşsam, geri çevirirler güzel gövdelerini!
yalnızca güzel gövdeleri(!)
dünya, otur konuşalım,
-var bir turum daha…
rembetiko
nasıl
çıkmıştır
ayyuka
perdesini yırtarak benlerin
ezilmişliğin kutsanmışlığı
iki kere zor yetişen bir çiçek gibi
yücümle büyüttüm sevgimi
sana bıraktım, ektim, saçların dağıtsın diye
rüzgârlarına…
kapı
girilir ve çıkılır
açı
bakılır ve bakılır
ölüm
yanılım ve yanıltır
yalımlanır eski bir mektup kendiliğinden
acılar sağ baştan sayılır… (
tut ki boş bir paragraf
boş bir tümce
boş bir şiir
boş bir parantez
boş bir günde) ne kadar kova tutturduysam
topladım hepsini
çivi çıkarttım geçmişimden
izlerinde irin süslemeleri…
figüranıydık hepimiz
her birimizin
ismimizle çağırdık
meselâ ben isminle çağırdım
sen bildiğin bütün şarkılarla arındın
koyu bir sevişmeden… kuşlar uykudaydı
tanrı bir numara peşinde
bulutlar yeni bir şekilde
sertleştiriyordu iftiraları…
ayaklarından çekerek
sürükledim içimdeki cesedi
ayna karşısına geçip
iç sesiyle sorular sordular bana
cevaplarıma ithafen
son rütuşlarımı yaptılar…
bunca üç nokta harcamak
deli saçması bir gecede
ışıklarımı söndüren o hissi
yakalama peşinde
ucumda lekeli her şey
ur bir bayram yeri
beynim
son horasını tepti
geçirdim köprüleri ve nöbetleri…
belki de söylemedimdi
üç kişinin bildiği Birİz değildir…
Payanda
5.0
100% (3)