Hacimsiz nefeslertadı kalmamıştır eskiden o çok takdir ettiklerinin. Kırmızıdır. Şarabı dökülür boynundan mavi damarlarının, nedamet sancısı, bu hasta olmadan önceki son sözüdür herkesin -ölmek istiyorum. Oysa ne mutlu başlamıştım ben bu yolculuğa nefes sesleri her nefes senin nefesin kadar çekebilir mi beni iliklerimden? koşmaktan yorulmuş bir çıta’san hasretten yorulmuş bir aslan gibi kıvrılmak için arıyorum tekelden alınmış poşetin enterasan kokusunda saklı ettiler gereksiz pozisyonlarımızı bir aslan, bir çıtanın sevgisini timsah gözyaşlarıyla kazanır ağlamıyorum, bu zevk baldırlarından akan kanın dudaklarımızdan biri olduna şahit tersliyorlar neden ki? Aynı dünyadan değil miyiz? Bu kaçıncı filo, saymaktan usanmış halatçı gavat bırak şarkı söylerken vursunler bizi sessiz sessiz öpüşürken, şikayete gelsin üst komşular edilgen bir o kadar da yelken açalım zaman zarflarımızla s’Onsuz O bizimleyken uygar olamam ben aslanım sen çıta uyursam, aşkına uyurum ya kartallar leş yiyen akbabalara güler sırtlan sesinde anne burası cennet değil de ne? Hiç tiner çekmemiş dişiliğine veriyorum o kadar çok dokunulmamış yerin var ki ihtiyar bir kızılderelinin ölmeden de söyleyebileceği o söz gibi ’kuşlar uçmaz gökyüzüne bakan biri olmadığında’ Bir çıta kanına muhtaç aslan var mıdır bilmem, sarı’ın, sarı’l burası nefesini koyacağın alın bu el elim göğsün ne yumuşak uçları ürperir her bir saç telinin şirinim si,ni’yetim susuyorum ölmeden yetiş, ağzından su’yun dudağıma içir |
ağıt,isyan,
yüreğime batan paslı mıh?
Sözde İsa'nın gerildiği çarmıh!
alkışlamak!
neyi?
şiiri?
geçtim onu ben.
iki damla gözyaşı
Tarumar olmuş evimden.
yüreğine selam olsun,kalem öpsün ellerinden.