Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
BU GECE DE UYUMAM şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BU GECE DE UYUMAM şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
*duman rengi gece parmaklarımın arasına yapışmış tütün şekiller yapıyorlar sanki o ikisine inanacağım*
Duman rengi her ne kadar gri veya kül rengi andırıyorsa geceler gibi karanlığı andırır; bazı gecler var ki kuzguni karadır, yalnızlık vardır ve yalnızlık dumanına katılmış sigara dumanı da cabası... Bazan, Sigara dumanında çemberler yapıp sevdiğimin beni düşündüğü hayaline kapılırdım. İşte şiirin girişi bir gecenin başlangıcıyla başlamıştır ve şiire dökülmüştür.
*güneş doğunca saçlarına sarılır bunu düşündükçe ay haram bana şimdi ben bu gece de uyumam*
Ve uykuları haram olmuş; mutluluğu huzursuz olmuş bir gecenin ardında ay asaklı bir gecede kim uyuyabilir ki?
*beklerim sabah olsun yıllar zaten tam bir ziyan sabretmiş kaç doğan güne figuran falan yalan*
Dünyaya doğan her insan zaten birer figüran değil mi? bu oyunlar içinde kimi bezmiş kimisi de mutluluk peşinde ve ikisi de hayata dair devinimlerdir. İnsanın gerçek olduğu bir dünyada belki yaşamak yalandır, ki yalanlar içinde yüzdüğümüz de aşikardır.
"masallar kül tabloma doldu alev alev yanıp tutuşuyor hiç bir anını kaçırmam bu gece de uyumam"
Kül tablasına doluşan küllerden bir tablo! hangi yandan bakarsan bak gri bir gecenin şair üstüne yığılmış gibicesinden ve alev alev yandırmaktadır şairi...
Elit bir şiir okuduğum gibi harika bir seslendirme de beni etkiledi ve harika bir çalışmaydı.
Öncelikle resim: Kişi aynada kendisine bakıyor gibi; ancak, karşısında, sevgili... Öyle değil midir ya, sevdiğimiz kendimizdir çoğu zaman; ve aslında her zaman, kendimizi tanırız sevgilide, ayna görevi görür...
_____
Şiire bakıyoruz, biraz daha kısa olsa, okumadan önce daha az korku verir. Çünkü, insanoğluna okumak denen şey, biraz zor gelir her daim. Biraz daha kısa, sanki...
____
Fon müziğine güzel bir başlangıç, biraz ani bir geçiş ve şiire giriş...
____
Şiirin seslendirmesi, anlamı çok ciddi etkiliyor. Şiirlerin seslendirmesinde duygu vurgusu fazla ön planda kalınca, kelimelerin anlamı ikinci plana itilebiliyor. Sitem duyuluyor hecelerde. Kelimeler, vurgunun arkasına saklanmak durumunda kalıyor, korkuyorlar zira...
____
yağmur yağar gözlerime vardır bir bildiği hem gün doğumu ne süprizler saklar bu gece de uyumam
(gözyaşlarıyla, pencere kenarında, sabahı bekleyen bir kişi... gün doğumunun gizinde saklı sürpriz, bir umut, bir ihtimal, bir ışık hüzmesi... Çare olur diye, içindeki kasvete-karanlığa bir nebze...)
masallar kül tabloma doldu alev alev yanıp tutuşuyor hiç bir anını kaçırmam bu gece de uyumam (sigarada buldu ilacı, sahte ilacı, kendine bağımlı yaparak, başka bir derde salan ilacı... Oysa sadece masallardı o ilaç süsü verilmiş zehrin anlattığı. Yavaşça yandı, duman oldu, duman karıştı geceye, daha da grileşsin diye kasvet. Sigara kül tablasında yandı, içimdeki derdim beni yaktı... bu manzara, tıpkı, çaresiz bir tablo gibiydi. Külden bir tablo, sisli, isteksiz, pasif...)
güneş aynı yerden mi doğar bu sabah beklemeliyim yanlış yapmasın bana en büyük hayallerim hep batıdan doğar (Sabahı bekledi, umudu bekledi, ihtimal... Öldürmez de süründürür ya... Ancak, hayatın silleleri, beklenmedik anlardan gelir ya hep, işini garantiye aldı ve bekledi bu yüzden, çok çalım yemişti çünkü, beklentilerini, güvenip arkasını döndükleri vakit çalmışlardı her zaman.)
--- En büyük hayallerin batıdan doğması, bence bu şiirin en etkili ifadesi olmuş. Zira, hayallerin batıdan doğmasını beklemek, hayalin ne kadar imkansıza yakın olduğunu gösteriyor bizlere. Ancak, hayali bekleyen kişinin de, bir çocuk kadar saf olduğunu, tertemiz bir kalbi olduğunu... Bir dupduru gönül düşünün ki, umutlarını bağladığı güneş, arkasını dönmüş ve terk etmiş. Kendisini bekleyeni karanlıklar içinde bırakarak. Karanlıklar içinde kalan gariban, tabi yine güneşin battığı yerden geri dönüp gelmesini bekliyor, safi bir gönülle. Bir çocuk kalbiyle...Güneş, battıktan sonra vazgeçip, gerisin geri dönüp gelecek diye...
Ama, yağmasın yağmur gözlerine, hayallerin hiç beklenmedik bir yerden çıkacak karşına; hiç ummadığın bir anda. Ve aydınlığa en yakın andır aslında, en karanlık vakitler...
Emek verilen bir çalışma okumak, edebiyattan haz almak... Bunları sağladınız, Şirin Kelebek, kaleminiz durmasın, Edebiyatla kalın...
Bir geldiniz, pir geldiniz.. Uzun zaman sonra Hoşgeldiniz TuncAY Bey. Yoruma gelince... aradaki zamanı derinliğiyle kapattı Pembeleri özlemişsiniz de anladığım.
Batıdan doğan güneşlere uyanmamak dileklerimle
Uyuyalım o zaman..... Yorumunuz için sonsuz teşekkürlerimle...
Bazı şiirler olur insanı alıp giden cinsten...İşte bu şiir onlardan biriydi...
Nasıl mı ?.. Vucudum yorgun, bitkin bir yerde dinlenirken , ruhum gökyüzünün sonsuz mavisinde bir telaş ki, sorma gitsin ........ Tebrik ederim.. Selamlar , saygılarımla...