bilmesen beklemezdimilk gözlerimden geçtin bir kıvılcım sıçradı üzerime üflesen ölecektim biliyordun aheste bir yıldırım usulca gönlümü deşti gönlüme bin yıldır yanan anka yerleşti kaf dağının uzaklığı düşkünlüğüme eşti biliyordun ellerin ellerin umuttu elbet ellerinle göğü avuçladın yıldızlarımı içtin bilmem benim için sıla hangi diyarı seçtin.. .. lambası titredi, titredi göğün düştü düşen güneş yollarımı kırkikiye bölmüştü .. yandım, yandım, yandıkça gördüm yolu kırkikiyi bir ettim, bir sana ördüm yolu bilmedim dört taraf buzdan bilmedim yolları sırça ulaşmak vardı sana, görmek vardı bir parça .. ağladım, köz kustum kül ağladım, sustum yandım, eridi buzlar dirildi buzlar, yandım uyandım çatladı sırça dayandım çatladıkça.. biliyordun sustum.. .. sustum, bekledim bildim beklemeyi öğrendim bekleyerek bir yol emeklemeyi konuşsam sönecektim dilime güçlü sarmaşıklar ektim kırık bir cam üstünde bir iğne ucunda bir kaya gibi durdum bekledim, biliyordun bilmesen okyanuslarda çırpınan bir yangın göremezlerdi dikenler arasında kızaran bir gül bilmesen kısılırdı karıncaların sesleri, şükür duaları kapatırdı gözlerimi karanlıktan bir kàkül.. .. biliyordun bilmesen, beklemezdim.. |
"kapatırdı gözlerimi karanlıktan bir kâkül"
İnci gibi bir mısra.
Şairi kutlarım.