Biz böyle iyiyiz, iyiyiz biz böyle
Bir ortanca söyleyelim yanımıza o da iyi olsun bizimle
Sokak başları iyi olsun
Küçük esnaf, sanatkârlar, işçiler
İyi olsun tüm iyilikleri dünyanın

Şu masayı da alalım birleştirelim
Birkaç sandalye daha çekelim burası gölgelik, burası asma altı
Adisyon almıyorlar burada servisler açık
Açık çay, açık gül suyu, açık üzüm reçeli, açık mavi

Biz iyiyiz böyle, cidden iyiyiz
Ben seni kolluyorum gece güvercinlerinde
Sen kâğıt aralarına saklanıyorsun
Saksılara aldığımız tarla toprağını birikmiş yağmurla sulayıp kokluyorsun
Nemli cadde kaldırımları asla bizim eve çıkmaz bilirsin
Ve aydınlatmaları hep biz öderiz, ikimiz, biz iyiyiz böyle, biz böyle iyiyiz

Camekân bir çatı düşünüyorum ikimize
Ağaç duvarlar, dağ manzara, göl düzlüğü, kelebek sesliliği
Biraz da boynundaki sisten koyarız uçurum kenarlarına
Güneşin ağzına iki lokma hüzün tıkıştırır
Sade bulutlu okyanus adalarındaymış gibi iki yerli
İki kendinden yabancı ötekine yerli biz ile
Yalınayak dolaşadururuz bitimsiz kıyı şeridini

Ah biz, ne iyiyiz böyle
Radyoları kurcalasınlar bizimle
Eski radyoların karıncalanan kemiklerini
Ellerinle ovuşturup onlardan temiz şarkılar çıkarsınlar
Onlardan saçlarının kahvesine yüz dönmüş türküler…
Yapalım bunu, yapalım. Verandaya iki sallanan sandalye
Birbirine dönük iki sandalye ve koltuk altlarına kadar erişen sarmaşıklarla
Gözleri karışık begonya, saçları gür salkım söğüt kuşlarla
Birbirine bakalım biz
Ah böyle ne iyiyiz

Su içer misin?
Su içelim mi Allah aşkına
Ferhad ölmüş olmasın boşuna
Dağ bayırların sultanlığına değmiş
İçlerine yer yer şirin kuklalar, oyuncak evler ve bebekler şekerlemiş
Dipdiri öpücükler adına su içer miyiz, içelim
Ulu beyaz nehirden karşıya geçelim

Parmakların incecik sancılar gibi
Parmakların yerlilerin özene bezene yüzlerine çizdiği
Uzak köy yolları, gam yüklü dar yokuşlar
Göçlerin göğü sarmalayan kayışı

Bizi böyle aklımın almayışı
Ah ne iyi