Ve Aşk İtham Edildi
Ey kul
Neden bu kadar viranesin Şu karşımda duran Pejmürde hayal sen misin? Ölümsüz aşkımda bir hayat olup Kenarımda su durabilir misin? Kurgusalım kul! Künyesi seçildim bir emanetin Bilirim ayrılık, diğer adıdır hasretin Lakin Ne zaman içimde bir hayat bitse Kader sıkıştırır bedelini ceplerime Acısı ayarında yaralarımla Çatlar en mavi düşlerim Diyorum ya Çıplaktır aşk entarisi yok Karanlıkta bilmeceleri Kaynaşır siluetleri Bütün yalan düşlere inat Hadi giydir kimsesizliğimi Saklandığımız yerden başlayalım Kendimizi aramaya Çarpıntısında sığınalım Bir kalbin yamacına Gülüşünün lezzetine banan Bir yudum ekmek olalım İzafiyim kul! Korkunun kime borcu varsa Er geç ödeyecek bir gün Bari bir hayal kursaydım İçinde bolca sen olan Bir bardak ay ışığı Doldurup bardağıma Talan edilen bahçede Dalımda gül olacaktın, ya sen Ayaza yaprak dökmeyen Saçlarıma gökkuşağı bağlayıp Manalı bir gülücük atıp İliklerime sızacaktın Vefa için Zayi aşklar için Su ve ekmek için Kısacası her şey için Kadir kıymet bilecektim, ya ben Affet beni kul! Karnımda bir ağrıyla kusuyorum Ve katlettim bütün sevdiklerimi Zaman ayarlı bir katilim şimdi Geçmişi kirli bir toprak avuçlarımda Ne zaman savrulsa rüzgârda Kokusu kıyar en masum olana Ve gözlerindeki bu kâinat İnfaza çıkan yargıdan ne kadar da uzak Sancısında kıvranırken sevdanın Karşısında uyandığım Aynalar kadar gerçek Alabildiğine yürekli meydan Kim kırabilir filizlerini Ol demişti Yaradan… Ey kul! Tazesinde bir muştuyu Terkisinde taşıyan ulak misali Sana kavuşmanın cüretinde Yokuşlarımda yol Uçurumlarımda bir el olup Her düştüğümde tutabilir misin? |