Derin Bir Sus Arası
Geçmişten hükümlüsün
Geçmişten yargılı Dedim ya demin geçmişte kaldığını Düz asfalt boyu yüzün olsa da yollar Hiçbir yerinde durmamalı En imkânsızı imkânlı kılarken Kim imkânları imkânsız kıldı da Hiçbir şiir kelimesi yakışmadı adına Yinede yolun yolcusuydu Yolu anlamlı kılan ne dersin? Hazırdı kâinat Ve tabiat Ve hayvanat Yani, bir insanı sevmek için Her şey hazırdı Lakin zaman… Beni içinde öldürdüğün zaman Bu kadar alınma siyahı üstüne Baktığın yer o kadar karanlıksa Belki körleri anlamak içindir ne dersin? Hep izafiydi yaşam Hep aynı kurnadan sus içerdik Hep aynı anlamsızlığı Baş okşayan cimri eller Sevap kazanma derdindeyken Öksüzlüğüne hükmet Yetimliğine ağla Anlamsızlığa küfret Günah en alaycı külfet/ken Seni sana haykırsam ne dersin? Beni bu şiirin dizelerinde boğacak Annemce rüyalar Bazen ümit doğsa da Çok şımartmayacak fasılalar Hep acıdan başlayacak saymaya Umudu atlayarak Saçlarımı tarayıp yokluğa sürecek aynalar Gözyaşımın yanağıma bıraktığı iz Tertemiz desem ne dersin? Bu yüzden çok zor oldu Çocuklara anlatmak Çiçeklerin neden öldüğünü Üstelik ben de büyümüştüm Kahrımı benimseyecek kadar Yani ay ışığı tutmuştum yutkunarak Kursağımda bir lokmalık aldanışla İzafi olan her şey emrime amade Gerçekten yalandan düş/tük ne dersin Hepsi çiçeklerin suçu diyorum Ölmeye o kadar müsaittiler ki Can alamayacak kadar canlıydılar işte Öyleyse ayağa kalk! Yaşama hırsı yüzünden cezalısın Kahrın zindanlarında Mil çekilsin gözlerine Asıldığın ağaca dön yüzünü Ne görüyorsun? desem… |
Çocuklara anlatmak
Çiçeklerin neden öldüğünü
*******************************************************************************************************
Saygıyla...