Unuttuk
“Unuttuk suyun, ekmeğin tadını
Unuttuk çocuk gülüşlerimizi Ve unuttuk aşka gelmeleri Altından geçtiğimiz gökkuşağını Tek tek kurşuna dizdik Asarak geceye her şifayı Oturup Mesih bekledik Yok mu? bir kurtarıcı dedik Ki bazıları firar etse de Bu yara kapanmaz Bu yara kapanmamalı Bu yara kapanmayacak Yalnızlığın hakkını vermedi ayrılık Tanıdık bir sevdadan alıntı olmalı Ayrılığın beni bu kadar yakından tanıması Bu yüzden, ne zaman aklıma düşsen İki kere düşündüm seni Bir hakkımdan vazgeçerek İllaki iki kere severim İki kere yüreğinden öperek Diyorum ki, içime biriken ateş Sensiz yanmaz Sensiz yanmamalı Sensiz yanmayacak Beni yalan sevdalarla karıştıran İnanmak için, ölmemi bekleme Yaşarken ölmeyi iyi bilirim zira Bu sebepten, şiirlerin yavanlığı Kendime dar gelmelerim Lazımsa eğer hüzün Şöyle en afilisinden Yalanların kuranderinde Hulasa dinmeyen bir sancı İllaki adım geçer İllaki adım geçmeli İllaki adım geçecek Bağırsam, duymaz Çağırsam, suçlanır eylül Kuşların uçmadığı Kervanın geçmediği bir yerde Çabuk bir merhaba ile Bütün umutlar rehin alınır Affet beni demenin manasızlığında Lakin mühürlenir aşk Yeniden açılır sayfalar Ve silinmesin diye anlıma Adın yazılır Adın yazılmalı Adın yazılacak |