kırıntıyla doymakŞiirin hikayesini görmek için tıklayın külliyen yalan tabi:
kırıntıyla doymak. ekmek kırıntıları bırakmıştım geçtiğim yollara çünkü; ayak izlerin silinmişti tuzlu bir yağmurda. beni bul, dedim beni bul! beklemekten vazgeçip arkama baktığımda akbabalar gördüm. vahşi gagalarıyla yuttular umudumu. etçil değil miydi ki kuşlar en masumundan, en yırtıcısına kadar? keşke; bir bülbüle yem olsaydı düşlerim. şakımasında payım olurdu belki. gül ağacına uzanırdım sesiyle geceleri dikeni kanatmazdı yarin kokusu yeterdi. |
Ekmek kırıntılarını yiyen akbabalar.
Üstelik de etçil...