ON KURUŞLUK BİR GÜNEŞdün de vardın bugün de sürekli sayısız soluk alp verişlerin türküsü dua ederken ağzım, yüreğim seni isterdi Tanrı’dan bir ruh gibi dolaşıyordun çevremde ellerini dikiyordu, örüyordu kadınlar ocak başlarında fırın ağızlar ekmek yayıyordu toprağa bir kamış ucunu büküyordu suya dökülüyordum tepeden kum kum ırmaktan yüksek bir söğüt dalı yansıyordu alnıma aydan suları geçiyorduk on kuruşluk bir güneş parçacığı kaynağımda gülenyüzümde sen bir kese kâğıdı tuz öğün savan gök domates ellerimizle ördüğümüz değirmen masal gözlerinde nohut içi bir zaman her zaman taze düşüncenin buzağı ayağına dolaşmıyor ipler salıncakta şarkı çocuklar neresinden baksam ovanın, vardın siz’li toprakta yanan ocakta dumanın genzimde güldü sevgi batırmıştı canıma pamuk tırnaklarını çıkıyordum,çıkıyordum yükseliyordu o dağ insan soluğundan yapılma halk bu kendi çiçeğini açar en onulmaz yerinden canlı kurdelâlarla bağlar zamanı 13.3. 1991 / Nazik Gülünay |
Kutluyorum Nazik Hanım.