Susgun
Susgun
bir çağ atlamış gibi bakarken rüzgâr odama derinden çağlayan mağara yarasaları süzülür etimden gece görüşünü açmış tanrı figürüdür elim suflerası yanağın öpülüşü gibi kumlu yahut ormanı mı organı mı keselim siz kimdiniz, adi kronometre adımların hızlısın iz ruj lekesi dizkapağımda öğle uykusunu yemiş, akşama gelmiştiniz bir dünya eskitirken gibi odamda bakarken dışarıya ellerimden düşmüş yağmur ölüleri gelir sesimden utanırım seni kaybettiğimden üç meleğim önce kendimi sonra sizi mi yakut gelişim, gelişim mi yahut geriden gölge mi unutun beni, unuttuğunuzu unutur gibiyim gibi seçilmiştiniz hatıralarımın kahverengi kokusuna saçlarınızı düzleştirmeden bir ata binip gelmiştiniz bir aşk patlamış gibi suratımda aynaya bakarken eskimiş gömleğimin yakalarına bir gemi oturmuş kamburuma sonbahar dersem dökülecek anne anne, yarasaları süz etimden gece görüşünü kapa yahut arala zaman kapıyı: çıkayım ben aradan yaradan dualarımı kabul etsin söylerim yaradan göl sevdim is bağladı kabuğum: aklım sana açık kötü bağlaca ya da kötü redife bağlamam siz korktuğumu bilmediğiniz için yalanlarınızla gelmiştiniz çarp böl çıkart topla direkt kopart t ay gibi göğsünüzden çiçek içilir gibi dağılır rogar kapağına parmağını düşürmüş kadınım, sana öp dedim öldün deha, chargall a taktım b buldum sonucu, hayat kötü soru hayat körü sorur sordurur bana yenmişim, içilmişim amenna tok a t a bağlanmışım, b çıkmışım yoksunluk aldatılmışım, a ğlatılmışım, a ya çok takılmışım bu sebepten anlaşılmışım ilk defa siz beni nereden bilirsiniz ki kaderimin ensesine vurasınız gibi çelmiştiniz o gece bakışınızla gör beni sustum, susarken dinlenemedim kuş ölüm kurşundur sonsuzluğa: vur beni serseri n in ina inan inand inandı inandım sana! Payanda |