sarı zaferan ve güz kızılının barıştığı zamanda, eylül’de*bozkırın ruhunu tutuyorum ellerimle konduğu sarı yapraklarda duyduğum yalnızlığın ismini koyduğu bu yamaçlarda, dağlarda, ovalarda… gözlerim geçiyor toy sürülerinin peşinden gözlerim geçiyor üşüten bulutların peşinden biliyorum ruhum halen yaşıyordur oralarda şu tepelerin ardında bir yerde bir yatılı köy okulunda, lojmanda… belki de sığınmıştır geç sonbaharın yılkı atları gibi vadi diplerinin henüz kar düşmemiş kuytuluklarına gözlerim dalıyor, bir filmin peşinden kopuk kopuk ucundan tuttuğum bölümlerini sarıyorum tekrar... bozkırın ruhunu tutuyorum ellerimle konduğu sarı yapraklarda duyduğum yalnızlığın ismini koyduğu bu yamaçlarda, dağlarda, ovalarda… gözlerim dalıyor, murat ırmağının sularının en çok çekildiği zamanlarda boz tarlalarda dalgalanan sığırcık kuşu sürüleri içinden koşuyorum renklerin son demleridir, bütün tonlarını göstermelidir sarı, zaferan ve güz kızılının barıştığı zamanda, eylül’de ırmakların boğazlarında yabani söğüt koruluklarında bozkırın ruhunu tutuyorum ellerimle konduğu sarı yapraklarda duyduğum yalnızlığın ismini koyduğu bu yamaçlarda, dağlarda, ovalarda… * ALAGÖZ, Mustafa, 2010, Şehirler Çaldı Beni, Sakızağacı Yayınları, s. 30, İstanbul. |