2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2150
Okunma
‘sesime bir ilmek at sesine tutunayım’
-hicri izgören-
ömürleri
biliyorum saniyelikti
ığdır ovasında iki çiğ tanesiydik
şafaktan hemen önceydi
akşam yükseldikleri gökten indiler
elegez’in serin nefesiyle
erez boyunda yaban söğüdün
yeşil nemli dalına kondular
güneş acem elinden yükselince
beraber ölmek üzere ant içtiler
ağlaştılar
at sırtında
sürülerle dağların yamaçlarında mevsimleri kovaladık
göç ettik
gene çadır kurduk
kardeşlerimin yaşlarını yaylaları sayarak hesapladık
bir sırt, bir çizgi, bir boğum vardı
sürekli beni senden
beni ondan
beni ötekilerden ayıran
babam sürünün önünde ilerlerdi ben gerisinden
ama ben korkardım karanlıktan
bir çember çizilmişti bana
adı kader denilen
ben bunu biliyordum
bereket versin ey ığdır ovası
ağrı dağı, elegez dağı
dağların
ığdır ovasına bakan yamacına düşen yağmur suları
hazara akar erez’le
dağarın öte yüzü ise hint okyanusuna murat’la
annem aşerince
çim hisarın toprağından tırnağıyla kazıyıp yerdi
hey çorak bozkırım seni nasıl unuturum
ben gene sana dönerim
sen bir yağmur damlası
ben bir yağmur damlası
güngörmez yaylasına sisli bir baharda yağdık
geceydi kaybolduk
sen bakının aydınlığına kapıldın
ben şimalin karanlığına
hangi buluta
hangi rüzgâra
hangi tipiye
hangi uğultuya seni sormalı
artık sanmam ki kavuşmalı
sen murat nehrine aktın keçi toynağım
fırat’a yüzdün ekşi alıç tanesi
hint okyanusunda boğuldun babil heykelim
ben ereze aktım kaç ton alüvyonla, yırtık yılan gömleğim
ığdır ovasına düştüm ey ılgın dalı
mayısta iğde kokusu
hazara ulaştım ketum lisanım
çiğ tanesi
sonbahar sisi
yağmur yüklü kümülüs nefesi
artık kim kavuşturacak
senin külün taşındı ta tanrıça ganjha için
benim yırtık yılan gömleğim biçildi neft kokulu hazar için ...
Mustafa Alagöz
5.0
100% (1)