sorma!Tut desem şimdi yüreğimden uzun bir öykü başlayacak Sen taşradan çıkacaksın yola Mavi çiçekli bir fistanın Ah-ı alınmamış bir şehrin Birde gudubet rüyaların olacak Sorma! sevgili Nedir şu başımda durup dönen kement Levhalar yolumda seni işaret eden Çiseleyen bir yağmur ve günlerden salı Annemin başında siyah bir tülbent Benimse düşlerim mavi bir gökyüzüne asılı Kamburu çıkmış bir elif ,uzadıkça uzayan geceler Dal kırıkları.... kalp kırıkları... cam kırıkları.... Bütün kırıkları onaracak bir tamirci arıyorum Ustaları ölmüş aşkların çırakları Duyun beni! duyun! Size sesleniyorum..... Sorma ne haldeyim diyor şarkılar Oysa ben; Halime şarap ısmarlıyorum. Bakmayın! gözlerime öyle puslu puslu Kirpiklerim ha düştü, ha düşecek Şiirlere sırtımı yaslıyorum Lakin, rahatımı bozuyor hayat Hiç tanımadığım şu sivri sinekler İki bacağını açmış bekleyen boğaz köprüsü Lüks arabalar ve adi silecekler Savaş çıkacak diyor gazeteler heyhat! Gözlerim halepte bir çocuğun öyküsü Sorma! sevgili Bu akşamda geç geldim eve Saçlarının rengi ha güneş ha sonbahar Gamzesini kıskandığım yıldızlar ne olacak Bilirim hörgücü ağır gelen develerin çilesini Var sen uyu Yarın dünü yine kıskanacak Velhasıl Şu aşk dedikleri iki suret bir asıl Sorma! Neden? Niçin? Ve nasıl? Bir meridyen,birkaç pararel İki üç yıldız ve başlayan fasıl Kasılan kasıma şarıran bir aralıktı gözlerin Ruhun ortadan bölünmüş bir pergel Sorma!sevgili Kalbim neden bir cezayir menekşesi Sende anlasaydın beni menekşeler kadar Irmaklar ağlamayacaktı Bulutlar griye çalmayacaktı belkide Ölüm beyaz bir orkide olmadan Uzun tırnaklı bir kedi zaman İnan sevgili bana inan Salıncakta melekler sallanacaktı Oysa ; Küskünüm bütün vav’lara Ve sana ve de ıhlamurlara Emekliye ayrılmış bütün baharlar Bildiğim bütün şiirler ihtiyarlar Bildiğim bütün aşklar ihmalkar..... |
sagı ve selamlarımla