Hatıram olsun
gülüşüm kuş kanadındaki çırpınışlar gibi
sıradan ve aralıksız. menzili özleyiş vardı buruk bir tebessümle eksik hayatlarımıza çivilemişiz hüznü arta kalan yıllara biat adına dilimizde katran karası aşk acısı dillendirmeye azmedercesine. uçurum kenarlarını süslemekle meşgul yüreklerimiz nefretim bazen sınırları zorlamakta gitmek istediğin kapıları ardı sıra açtım bardaktan boşalırcasına sana git demek için ömürümü harp meydanına çevirdin bizim hiç beyaz bayragımız olmadı uzlaşmaya meyyal tavırda kızıyorum artık senin güdümsüz kelimelerine hep namlu ucunda bekler gibi beynim kan akışlarını kapattı bitsin dediğim yerde tekrar dejavu yaşıyor kalbimin ruhu korkuyorum sensiz şeytan hareminden iliklerime kadar irkiliyorum çogalıyorsun içimde dur diyemiyorum çapraz yanlızlığıma... suskunluğum mavi gökyüzünde dilimin çığlıgıdır duymazlar kalbimdeki kanlı çırpınışları kendi içimde dağ kartalları gibi kimsesizim sendin içimdeki memlekete mozaiklar çizen neden ayaklarım ırar bilirmisin her kapı yüzüme ayna edilmiştir birgün anlarsın benim isyanımın rengini her telden hüzün çalar telleri bedenimin çektiklerime dar olurcasına soramıyorum neden? her atıfta büyür zehir zebberek kelimelerin unutmak istiyorum yüzünü aklımın melekelerine gem vurmak belkide... hiç birşey kalmasa yörüngemde işte ozaman silerim gökkuşagındaki tüm renkleri kuş kanadında yaşarım maviye akraba kaydında yazdıkça unutuyorum sana dair herşeyi birtek beyaz... aşkın tortusu hücrelerimde salınmakta yağmurun topraktaki misk amber kokusu yitiriyorum burnumun direğindeki özlemi hayallerim tacirlerin tezgahlarında ucuz alıcıya servis edilmiş yitik ömrümüzü aşkın hasat mevsimine yolladılar ne kadarda çok acemilikler yaptım, sen adına hatıram olsun... aklımın son döküntülerini buraya yazıyorum bundan sonra zaman sukuta akmakta kızmıyorum ilenmiyorum hiçbir şeye sana meşgul hayatlara yol verdim kendimle beraber bir çizik attım bütün dizelere sen gelirsen şayet, hayatı bayram tadında yaşarım belli belirsiz kimliklerde... Sermin Çınar/İzmir |