YÜRÜYORUM...
şimdi özledim sınır boylarını
sessiz sedasız ilenerek ve takatsiz devinimsiz ayazına kalbimi parçalayarak bilmesin kimse sonsuzluk her şey gibi insan gibi aklım öldü gömün taze kalsın cesedim örtün karanlıkları aydınlık bilincimde uzasın güneş bilmedi hayata olan asiliğimi dağılmıştı el yıldızları boşluğa vefalar bırakarak kül oldu tüm acılar kendime kaldım gölgeler selamsız umuda yelken hazırlığı usulca geldi gözlerin ışıkları hazırdım seyri gurbete takvimler değişti günleri yutarak sanırım buydu beynimdeki sürünen gelgitler aklımdaki tüm sesler dilimdeki türkünün makamında yaşadıklarım gözümün ferinde yandık küllerimizin odu sönmedi yürüdük ucsuz bucaksız yoktular yoktuk biliyorum onlar hiç yoktular ben hep tek varlığımı bekleyerek sustum başka yol yoktu susmak yalnız ölüm sustu gözlerime bakarak hala unutulmadık rüzgarın sesiydi umudu yitirilmiş ben gibi gittim tüm gizemle artık çiçek açmadan köklerimi topraga bırakarak sevdayla birlikte gömdüm acılar çocuklar ve aşklar ışıksız bir fay hattının artık sustum aslında hiç duyulmadım ki yürüyorum zemheri gecelerin aydınlığında yine aynı türkü aklımda "yürüyorum dikenlerin üstünde" Sermin Çınar/İzmir teşekkürler mahir ulaş abim,yüreğine sağlık... |