anlamadınMasumdu o zaman çocukların bakışları Endamlıydı genç kızlar Savrulan etekleri Ellerinde oyalı mendiller Gözlerinde o ilk aşk yatardı Aşk olsun oyunu oynardı yeni yetmeler Mektuplar yazılırdı çoğu kez Gizli gizli geçilirdi odalardan Pembe hayallerden Beyaz kağıtlara dökülürdü utangaç sözler Biraz yalın biraz naif Hep iki kelimeydi özenle seçilen Mütemadiyen kokusu sinerdi koynunda Belki üç belki beş hafta Sonra yolu beklenirdi köşe başında Ya okul çıkışı Ya da işe gitmeden önce O hep bildik cümleler hiç çıkmazdı dudağımızdan Hoşlanıyorum, seviyorum, benimle çıkar mısın? Beğenirdik içimize ateş düşüreni Bir masumiyet vardı Sabaha uyanan durgun deniz Martıların narin kanat çırpışları Ocakta demlenmeye bırakılmış çay Suyunu süzgün gözlerle beklerken menekşe Annem’in kucağında uyurdu karıncalar Camdan cama konuşurdu cümleler Işık oyunları gezerdi duvarlarda Belli belirsiz taş sesleri çınlatırdı geceyi Ya saklanırdı geçtiği taş duvar kovuğuna Merdiven altında işaret edilen o kuytuya Ya da iki ağaç arasına bir taşın altına bırakılırdı cevaplar Rüzgar öperek açardı mühürlenmiş dudağını Ufak ufak serpiştirilirdi yağmur gözden Koku derinden çekilirdi İlk kez duyulurdu kalp atışları İlk kez titretti tüm beden Kaleme alınan sözcükler okunurken ... .. |
öyle görkemli
öyle gerçekçi
öyle de ürpertici
hani hızlansam da koşsam...
yada beklesem...
işte usul usul devam etmek yola,
çoğalırken kelimeler kursağımda
ne çok var sana..
Eyvallah be Şair, Eyvallah ..