Kar 'ın mı, Kör'ün mü ? - İkrâ ( 5 )
gökkubbenin yıldırımları üzerlerine bindi
günaha davet kıvrımların vebali yüz belki bindir belirleyemediklerimin muallakiyeti huzur verici peki söyle şimdi bana hin mi kin kin mi hindir ? genzimin yalvarışı bu zamaniyetten firar özümün terbiyecisi emsile maksut bina kırbaçların güzergahı belimin köprüleri ve kırbaçta dilimde birer sükût bin ah.. paramparça etti cismi ay kesiği tebessüm fincan kahve telvesinde teveccünüz tecessüm yıllanmış kelimelerle süslüyorken çam ağacımı ipek tenim, makastan ellerinden heves sür. batan doğudan, yakan konuda en sonunda görüldü meşk bakanın, aşk ilahir karın, kar köründür. sana giden tüm bozuk satıh yolları kulaçladım çakıllarına boca ettim derimi bölük bölük bölündüm. hâlâ yaşamaktayım bakma ölüme vardığıma Hû diyeceğim dişimle bağrından kan aldığı an gündüzleri geceye, ay ışığını zifire doladın beynime boyalı duvarların bir de bal yanakların al. müşkülüm yok şükür rahatım düne nazaran tuzla cengin yaralarımın depreşiyor azarak göze aldıklarım artık gözümün alamadıkları bundan kelli hem aşk hemde duyulan haz haram yetti gayri bunca yükü, sefahati kaldırmam gamzene gebe gülücüğümü miğdesizce aldırma sonrası dingin ve kadife bir ses tonu dayan nârdan veyahut aldırma gönül aldırma nefesinden yoksun, panolara yanaşıyorum seninde ay döngüsü gözlerin kamaşıyo mu? aksini yansıtan tüm aynalar çatırdadı göz çukurumda bebeklerime yerli yersiz sataşıyorum yar bulutların gözyaşları, bir ateş damlası sabilerin gönülleri heyhat ile yanmasın cismi hasta ruhu yasta bir âmâyım nazarımı celbet bu gece ay ışığına yan basıp. |