Cezb' e Dönüş - Failün&Mefailin (2)
çağrılarına yuvarlandım metrelerce sürüklendim
ta fizandan ayaklarıma mürekkepçe sürüp geldi parçalandı derin, elde urbalarca kemik var kan kusan şu bademciklerime doğru sürüklen diL/k sürüklen ki dol rutubetli odalarına meğilimin şakağıma doğru şeytan dolusu merminin eğilimi ne malikiyim artık, ne durduracak mecalim var ateşe meftun şakaklarım kovanla dolu beyin inim alevi buza sicimlersen, elim eline yardırganır ekvatorum mevsimine, mevsimime kuzey sen etme, bu yolda kaybettim yedi düvelli kadırgamı deniz sıcak, ateş serin ve bir hayli yüzeysel harflerim zemheri sayf ve bir hayli okunaklı tenine yerle yeksan olsun, tuz buz olsun dokun aklım ağlayan kafiyemin sükûta erdiği an bu an ve; hizbe betnimin akan çatısı.. bu bir hayli dokunaklı. Kimsem yok. Olmayan birini, koklamak gibisin. Pek dengesiz bulunduğum şehrin nehri, debisi kıvılcımlarımı serpiştirip seviştiğim toprak tıpkı geçmiş gibi, tıpkı geçmişte ki gibisin... kavrulup, hamdım piştim yandım tahribe dayandım acına, geçip gitti her şey gibi savrulup hamdım, piştim sandım takriben bir cehennemim, senden olan her şey dibim güne ay, sana ayın on dördü kadar uzağım kirpiklerin cezb ediyor günaha davet tuzağı ve o vakit şevke gelip öpüyor damarlarımı dudağın kanım örüyor ilmek ilmek yaralarıma tuz ağı bir öğlen vaktinin bunaltılarıyla sık ardım buz tenin ipek derimi ilmek ilmek sıkar mı ? bilinçaltından ellerinle toparladığın şu beynimi dağıtmak isteseydim eğer ki kurşun sıkardım gel o kurşunun ışıldayan aksi ol turkuaz ’ ım nazarda elalemin dili pür nâl olsun nutku hazzı ulaştım köklerine ferşim arşın arşın kazı, yazık; midemin kaldıramadığını buyur ediyor hazım. ki kustum ölüm günümü, gel ölümü öldürelim şakaklarıma mermi gerisin geriye döndü geri son valsi bu avın avlanmasıyla doğru oranda ateşlenen alnımdan ilham alıp yandı, söndü derim.. //Nârdanadam. |