Bir Sabah Güneşi
Bir sabah güneşiydi
Narin, küçücük elleri vardı Yapraklara tutunmuş karların Düşerdi ve savrulurdu kelebekler gibi rüzgarda Solgun değildi asla, Işıl ışıl parlardı gökyüzünde. Sense çok uzaktın Donmuş toprağın uyuyan gözlerini okşayan karlardan Yalnızca üşümüş çiçekler gönderirdin rüyalarıma Uyanırdım sensiz Gözkapaklarımda soğuktan titreyen günışığı Yanardı içim yağan karlar kadar Dua ederdim Götürsün diye beni sıcak bir rüzgar. Bense Anlaşılmaz bir insandım yüreğinin ıssız bir köşesine büzülmüş Beyaz bir kar tanesi kadar sensiz Belirsiz bir uykudaydım ruhlar kadar esrarengiz Bir boşluktum kendi yüreğine çöreklenmiş Unutmuş gibi bütün dünyaları Kıyasıya kendime çekerdim Kuşlar kadar kanatlarına tutsak rüyaları. Bir sen biliyordun Bir de sararmış yaprakların üstünde titreyen karlar Acısını ayrılığın Hiç bir şeye benzemeyen şarkı gibi Yüreğinle hissediyordun üşüyen ellerimi ve anlıyordun uzaklarda olsan da Yüzümdeki çizgilerden Seni nasıl özlediğimi. O yüzden Her sabah güneşinden önce ben içimde sonsuzluğa yol bulmuş yangınlar Seni hissediyorum Küçücük narin ellerinde karların Barış imzaladım anladığı için acılarımı Yürekten kucakladım yüreğini soğuk rüzgarların. Şimdi ben Bir sabah güneşi gibi titrek ve cansız Sevginin gücüne sığındım Meyvelere yol bulmuş ağaçlar gibi Artık bırak umutları Büyüsün içinde kocaman ve tasalanma benim için Düşünme soğuk rüzgarları inan ki döneceğim, güldürebildiğim zaman Soğuktan ağlayan karları. Hakan Zengin ... |
yeniden
ne güzelsin sen ey şiir
ve yorum ne kadarda dokunuyor gönüllere
selam ile...