sonum geldi
anlıyorum..
hissediyorum bakışlarından.. sonum geldi... diyordum ya hani “sonum olacaksın” korkmuyorum çünkü ben hep asıl senin benim sonum olmamandan korktum şimdi söylenecek söz bulmalı asıl o kumsala, gözlerine bakınca yanan gözlerime kalbimi parmak uçlarımda tutan ellerime yürüdüğümüz o yollara ne demeli ne söylemeli yüreğime.. ne kadar anlamsız değil mi? bir misafir gibi kalkıp gitmeli oysa sahiplenilmemeli hiç bir şeyi bırakıp gitmeli ardına bakmadan değil mi ki anılar bile emanet bu dünyada nedir ki gerçek olan? gözyaşı, keder ve yalnızlık... bunlar kalıyor insanın elinde acı bir vapur kornası bir kuşun yaralı kanadında alabildiğine gözyaşı, alabildiğine hüzün... bir insanın yüzü bu kadar mı unutabilir gülmeyi ve bir insanın kalbi bu kadar mı büyütebilir ve bu kadar mı saklayabilir bütün hüzünleri ve aşkı.. anlıyorum sonum geldi.. yarım cevaplar, çabuk vazgeçişler hele “özledim!” diye haykırdığımda kahır yüklü bir duvar yankısı kulaklarımda. isterdim ki sonsuza dek gözlerinde kalabilmek sonunda bu olsa gerek bir "HİÇ" olabilmek. artık biliyorum.. yürekten sevmek koşulsuz kabullenmekmiş adını bile bilmediğin şehirlere bilet almayı kendine ait olmayan bir masalda figüran olmayı yazılmamış şiirlerin mısralarında isimsiz bir şair gibi kaybolmayı bir sonbahar rüzgarında yahut savrulup giden sarı bir yaprağın yüreğinde sararıp solmayı.. ve sevgi dolu bir yüreğin en ücra köşesinde yapayalnız ölmeyi.. hakan zengin |