artwingecedir ve gece normaldir sen olmayınca yalnızlık bir otel odasına bakarken pencerem kulağımda ezgiler hüznün bilirkişisi olur bulunduğum şehirler sayarım gelmişine geçmişine gözlerimin karanlığın ellerinden tutan ışıklar sızar odama bilirim sen de öyle ürkek eksiksindir yatağının ortasında susar kitap horlama sesleri dolar sokağa otel pencelerinden hiç susmaz esnaf sabaha kadar yersiz bir klarnet sızlanır burnumun ucunda tuzu kuru geçmiş olur İstanbul’a kalkacak feribotlar bir o kadar sabahsız ve ayyaş kalır Ankara sensizlik ikisinede koyar bana da koyduğu kadar ellerim gitmez yanaklarıma, sakallarım batar düşümüze de girmez İstanbul Ankara çehresi duvar kalıverir paslı sesinde yalnızlığının çürüyen bedenlerimiz hatıradır şehrin batısına İzmir’i de biliriz kavak ağaçlarından palmiyelere her şehir ayrılık doğurur ellerin ’art’ yüzün ’win’ olacağı sabaha kadar bu dünya hep aynı boşluğa kayar |