5
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2151
Okunma
bekle/t kelimeleri
üstüne güneş doğsun alfabemin
ama sakın ürkme gözlerimden
kes tellerimi!
sesin uçma vakti
yüzün hayat endişesi
tekerlemeye dönüş/me dilimde
şimdi sanırlar ki
bulutlar da ağlasın diyeceğim,
...
ben aşk dediğim vakit
tekil olmazdı hiç sokak adları...
sen devasa kavgam
yaş iken eğil/me pencereme!
kırmızı bir geçmiş konmuşken
ürkek serçe misali tenime
sabah-akşam uzatmaları oynar
mevsim sancılarım,
eylemim bensiz
ekmeğim yersiz
ocağıma sönme kaygısız ve sessiz,
şimdi diyeceksin ki
ne zaman ç/alındı yalnızlığım,
....
ne vedaları ezberleyebildim
ne de öfke sığdırabildim kalbime...
amansız/ca bir savruluş
belki de sadece yazgımızın isyankar yanıydı
dilimizi bağlayan,
ahh Eylül gülüşlerim!
tepetaklak sivri uçlu düşmelerim
genç korkusuz gecelerim...
sizi unutabilir miyim yalan aşklarım
tozu dumana katmış hayallerim
ve üstüne binlerce umut serpilmiş şiirlerim,
artık ellerinizi koyabilirsiniz
ateşli çocukluğumun alnına
bilirim,
dizlerim tutmaz bundan böyle ağlamaya
şimdi başlar dost ziyaretleri
ki "her güzel şey bitmeye mahkumdur" üzülme...
......
birazdan
uçup gider kuşlar yanımızdan
ve birer birer gölgeleri düşer akşama,
ardından
bir avuç toprak
bir de ayçiçeğine vurgun sevdam
kavruluruz, güneş diye diye...
gözlerin uzak
gözlerin çakmak çakmak
demek gidiyor sözcüklerin
demek sen de gidiyorsun dalıp dalıp geçmişe
şimdi de ki düşebilirsin ömrümden
büyüdü gelinciklerim...
......
topladım anılarımızı gülümseyerek
geceleri b/öldüm gönüllü teslimiyete
bir yanım sevda
bir yanım yaşamak, aynı direnç ve isyanla..
derken
ansızın
bir işçinin ateşi yüzümde
ve bir çocuğun içsel korkuları!
dilim tarafsız
duam katıksız
geçtim sıratı harbiden titreyerek
elimde avucumda ümitsizliğin kaldı
şimdi yankılanır tüm ezgiler ki
"kendine iyi bak, beni düşünme"
.....
ey turuncu!
seğir artık gözlerimi..
bitap düşmeye amade ellerim
çalındıkça davullar,
ney/i özler dudaklarım...
ahh rüzgar! ne diye oyalanırsın..
sürgit alınyazımdan bir an önce
omzuma çökertme niyetine kazındı bir kere
yedi düvelin imkansız duyuları,
çocuk cesetlerim
buram buram türkülerim...
ve sen yoksulluk,
avuçlarım yanarken sersefil bir ateşte
akşam akşam şiiri üşütmek niye..
şimdi tüm v/akitler öyle dağınık ki
kucağımda uyuyan tutanaklar, şafak ertesi!
.....
geceye kırmızı çarptı,
gün nereye sığınır şimdi..
peki sen
kudretli bakışlarından
ağladıkça beni
tutanaklarına akmaz mı bu şehir..
ya da
duvarlarında yankılanmaz mı
unutulmuşluğun armonisi..
ahh mavi
dön,
dolaş,
ayaklan,
yine şiir
yine şiir..
şimdi zaman öyle derin bir sızı ki
ellerim gözlerime yabancı..
......
harflere seni sorduğum her an
gözlerinden şiir akar
sonra tutuşur saçlarımız,
günbatımında...
hatırlar mısın
ürkek telaşlarımız vardı bir zamanlar
yüzümüzü bahara çeviren
ve gamzemizde günahsız bir güvercinin a/yak izleri...
hangi aymazlık isyana durur
hangi düş sessizliğe razı olur
sen,
bunca şiirden geçip giderken..
eyy
kapısında yaralandığım
ve düş’ünde sorgulandığım sevdam,
cebren ve hileyle
suskunluğumu özgür bırakıyorum.
şimdi zaman
yetim bir çocuktan geriye kalan,
yanık kokusu...
miNe güLtepe
5.0
100% (8)