Kuran İle Diyalog Altı& Hicr & Bilinir insanın insan ile diyaloğu Onların olur kendisiyle de konuştuğu Hayvanların da vardır kendine has dilleri Bitkiler için de geçerli var bilimselliği İnsanların olur Allah ile diyaloğu Kimi sözlü yapar onu kimisi yazılı İçinden geçirdiklerini görmez yabncı Konuşup dertleşmenin vardır bin türlü hali Söylenmektedir Kuran’ın göklerden geldiği Gök denen yer evrem mi yoksa evren dışı mı Anlamak zor göte Rab var da yerde Rab yok mu Nerden nereyedir Cebril’in yolculuğu Kuran Muhammed ile Allahın diyaloğu Kuran’ın kendisidir bu olayın tanığı Mana en doğrudur Tanrıyla konuştukları Hiç olmamıştır yüz yüze karşılaştıkları Bilemeyiz Kuran’ı bizlere ulaştıranı Bize ulaşmasının da vardır pek çok yolu Bizi ilgilendirir o yolun en güveniliri Ön seziyle sezilip bilimle sınananı Allah dolaylı yolla vermiş bize Kuran’ı Muhammed ile birlikte gören yok onları Cebrail için de söyleriz aynı şeyleri Muhammed’inde olur yanılıp yanılmadığı Unutulmamalı onun da insan olduğu Bilimle sınanmalı fikrinin doğruluğu Varmı Allahın Kuran benimdir iddiası Kimdir bu konuda varmı Allahın şahidi Cebrahil içinde düşünürüz benzer şeyi Duyan kim Cebrahilin neler söylediğini Muhammed’in kendisidir svının tanığı Kuran’ın yok ne benzer savı ne iddiası İnsana var gösterir duygu ve hevesleri Kuranın asla yoktur tutarsız parçaları Kanıtım ayet doksan birdir Hicr suresi Kuran’ın olmaz demekte tutarsız parçası Bilmek içinse görmeliyiz kozmolojiyi O yüzden pek gören olmadı ayet yirmiyi Her şey insanlar için yaratılmış duyduğum Aksini düşünen müslüman yoktur bildiğim Her canlı eşittir ayet yirmide gördüğüm Gerçek görebilen pek yok inandığım Her şey insanlar için değil açık Kuran’da Her şey insan için diyen çelişir onunla Bencilliktir onları götüren yanlış yola Cehennemi neden istemezsiniz sizinse İşinizs geleni alın kalanlar kime Grçeği söylüyor Kuran apaçık şekilde İnsanı etkileme gücünden yoksun şeytan İnsana hâkimiyeti yok anlayacağın İnsana aksini gösterir arzusu onunun Seçim hakkı insandadır gittikleri yolun Açık ayet kırk ikide manası Kuran’ın Hiç şüphesiz şeytanadır sözleri Allah’ın Kullarım üzerinde yok der hâkimiyetin Suçları kendinedir şeytana uyanların Anlamı çok derindir buradaki mananın Şeytana uyanı yoktur Allah’ın kulunun & Enam & Enam suresi denizlerin en dalgalısı Dalga dedikse bilgilerin en karmaşası Onda görülür suların en bulanıklığı Sonrada durgunlaştırılıp arıtıldığı Enam suresi onun büyük kasırgasıdır Muhammed o kasırgada ayakta durandır Gerçek manada eksiksiz olan müslümandır Müslümanların ilki en yüce olandır Sözlerimin kanıtı ayet yüz altmış üçtür Doğruluğunda hiç çelişki kuşku yoktur Önemli hususlarda kanıt en az ikidir Diğer kanıtsa aynı sure ayet on dörttür Dünyada ilk müslüman Muhammed bu açıktır Başka müslümanlar var mı yok mu tartışılır Tartışılma istenmesi kavrayacak yoktur Anlaşılmadığına ait ayetse çoktur Kuran anlaşılmadığından doğrulanmadı O yüzden gerçek müslümanlar kim bilinmedi Hak olan kutsal kitabı kavmi yalanladı O kendi kavmine vekil tayin edilmedi Böyle der Enam Suresi ayet altmış altı Dahası da var o da kasırganın sonrası Yanlış yoldadır dünyada insanların çoğu Rabbin yolundan saparsın dinlersen onları Gerçeği bilmeyenler konuşamaz doğruyu Doğru sanarak söylemektedirler yalanı Bunları anlatmaktadır ayet yüz on altı Ayet yüzelli dokuzda açıktır nedeni Parça parça edip onlar bölmüşler dinleri Yavaş yavaş şeytana yönelmiş kıbleleri Değiştirirler Rabbin tamamlanmış sözünü Sözlerinin adaletlisini doğrusunu Onu değiştirmeye yetmez kimsenin gücü Kimin yetebilr iki etmeye tek dini Yetse bu güne gelmezdi İbrahim’in dini Aynı dindir ondan çok önce olan Nuh’unki Dini bölenlerle olmaz Rabbin işi Onları kurtarsın mezhepleri şeyhi şıhı Hakkın yolundakilerde hak inaçlar vardır Hak inançsa hiç haksızlık bulaşmayandır En saf en temiz akıl bunları görür bilir Ayet yüz on beşle sekesen iki onları der İyi bakın ayet yetmiş dörtten seksen ikiye Es geçmeyin aradaki hiç bir ayeti de Anla idrak et kitap inmiş mi İbrahim’e Hak yola ulaştığı ap açık akıl ile İşte burada gizli mucize üstü mucize Göklerden kitap inmemiştir hiçbir kimseye İbrahim gerçeği görmüş akıl vicdanla Muhammed de tabi olmuş gördüklerine Muhammed’e denir uy İbrahim’in dinine İbrahim’in görüşleridir dini denen de Kuran’da olan yok İbrahim’in kitabında Değişmez yasalar ortaktır her ikisinde Dikkat çekmek isterim aklın yüceliğine Yanılabirliği var o yüce şeyin de Dikkat edin yanıldığı olur aklın bile O yanılıyorken inançlara kulluk niye İnanca kul olanın kendinedir kulluğu İnanca kul olanlardadır Tanrı bolluğu Allah’ın tekliğidir Kuran’ın savunduğu Kuran’ın mezhep’i yoktur tektir Kuran dini Nsıl gelmişse Müslümanlık İbrahim’e Benzer şekilde gelmiştir Kuran Muhammed’e Yanılmaz değildir olmuştur yanıldığıda Hak bilgiler eksiksiz tastamamdır içimizde Her sağlıklı ruh bilir iyiyi kötüyü de Hayvanlar bitkiler biz gibidir bu husuta Onlar da çıkacak Rablerinin huzuruna Ne yükseklerde ne alçaklardadır onlar da Ayet otuz sekizde açık yok kuşkumuz da Aynıdır yerde yürüyenle göte uçanlar Hepsi insan gibidir siz gibi topluluklar Tüm canlılar eşit eksik bırakılmadılar Onlar da insanlar gibi sorgulanacaklar Saçma gelebilir bu fikir çoğu insana Onlarla sahip değilmiyiz aynı dünyaya Kaç kişi ayet otuz sekizden haberdardır Tüm hak dinler aynı şeyleri savunmaktadır Bilim insanlarının savunduğu da budur Darwin cennete ilk girecek olanlardandır Biyolojik sırlardır Darwin’e verilenler Muhammed’e verilenlerse ruhani sırlar Geldik Muhammed’in yanılabilirliğine Ortak koşmam Rabbin yarattığını Rab’be Hiç hata yapmayan tektir apaçıktır o da Doğruluğunu kanıtlamaktadır Kuran’da Çelişki tutasızlık yok demiştik Kuran’da Eğer varsa inanılmaz Rabbin olduğuna Benzer bir durum vardır ayet yüz kırk altıda Tırnaklı hayvanlar harammış Yahudilere Hak yolda olanlar inanmaz böyle bir şeye Suç mudur Yahudi olarak gelmek dünyaya Kim bilir Yahudilik var kimin DNA’sında Kime haram kime helal o hayvanlar dünyada Enam Suresinin içindedir on emir de Yüz elli bir yüz elli iki yüzelli üçte Tanrı parmağı ile yazmış onu taşlara İnancın doğrusu olabilir ancak böyle & Saffat & Kuran’dır dünyada inanca en büyük düşman Hak yoldan uzak olmasıdır bunaysa neden İki taraf vardır inançta açık bilinen Sürü halindeler başlarında vardır çoban Kural geçerli dünyanın neresine varsan Eskilere de gitsen günümüze de gelsen Bunu çok çok önceden açıklamıştır Kuran O günden bu güne bir şey olmamış değişen Bu gerçeği görür Saffat Suresine bakan Ayet otuz ikiden yirmi yediye giden Çok şey öğrenir söylediklerimi dinleyen Durup durup düşünerek anlayıp kavrayan İnananlarda görmez akli göz duymaz kulak Bebek gibi yaşar başkasına inanarak Onlar yaşamakta gördüklerini yaparak Görmedeki maksat bir nevi taklit ederek İşte bunlardır uyanlar ile uyulanlar Gerçek görünür kalkınca zaman ile mekan O can çiğer dostlar mahşerde olacak düşman işlenen suçu birbirlerine atacaklar Çobana şöyle seslenecek o zaman koyun Hani hak yoldu bizleri götürdüğün yolun Hak yoldan gidenin sonu olurmu cehhennem Canımızı esirgemez verirdik istesen Çoban da der sizdiniz bizi arayıp bulan Şeyhler uçmaz müritlerdir onları uçuran Böyle isyan etmektedir onlar birbirlerine Suçları ortaktır yoktur üstlendkleride Uyandır en çok isyan eden uyduklarına Bizler sizleri zorlamadık der uyulanda Bizler samimi değildik kendi davamızda Sizlerde samimi değildiniz bize uymakla Bizler azgındık bize uyup sizde azdınız Aç kurtar idik kuzu kılığına büründük Arzu ve heveslerimize direnemedik Yolunacak kaz çok olunca nefse yenildik Bizi hak yoldan çıkardı aptallıklarınız Her şeyi verip günümüzü gün yaptırdınız Otuz ikiden yirmi yediye mana böyle Kuran gerçekleri söyler olmaz onda hile Kör inancın faydasını görmemiştir kimse Faydası olsaydı onun olurdu kendine Bu ayetleri neden görmez gören gözler Kuran der ki onlardır yanlış yoldan gidenler Yalansa doğrusunu söylesin ulemalar Gerçeği söyleyip helal lokma yesinler Tartışılmaz Dante’nin inancının görkemi En yüksektedir Araf Cennet ve cehhennemi Muhhammed’e dahi yoktu onun hoşgörüsü Cehhenneme atmış acep nedir sucu Din varken yeni din getirmiş onun demesi Apaçıktır Dante’nin gerçeği görmediği Doğru mu Muhammed’in yeni din getirdiği Tüm dileri onaylamaktır onun yaptığı İnancın en iyisinin olmaz hoşgörüsü İnançla inananlardır kuranın düşmanı Onları zararsız kılmak kuranın amacı Başka türlü sağlanmaz dünyanın düzeni & Lokman & İnanmış olanlara açıktır hak’kın katı Fakat inanmış olmanın çok ağırdır şartı Neml Suresinde ortaya atmıştık bu savı Her iki sure tekrarlamakta aynı şeyi Lokman Suresindedir doğruluğunun ispatı Kuranın iddiası yoktur onun boş sözü İnanmış insan olabilmenin üçtür şartı İnanmayanlar iyi okusun ayet dördü Namazını kılıp zekâtını vereceksin Ahrete kesin olarak inanacaksın Birini eksik yaparsan inanmış olmasın Neml Suresini iyice okursan anlarsın Ahirete kesin olarak inanacaksın Bu sözün içine gir bak neler bulacaksın Felsefe akıl bilim mantığa dalacaksın Onun boş söz olmadığını anlayacaksın Ahirete inanmak dinliliğe işaret İnanmıyorsa o dinsizdir gerekmez kanıt Dinsiz insanlarda aranamaz müslümanlık Namazla zekâtı da sizler düşünün artık Kuranda tutarsızlık yoktur hiç bulamasın Her şey böyle açıktır yanlış anlamayasın Bilimsel delili olmayan şeyler boş iştir Onu alıp satan Hak yolda olmayanlardır Bu sözler lokman suresi ayet altıdadır Kuran aklın eseri bilim de rehberidir & Sebe & Kuran Hak kitaptır çoktur görmeden inanan Bilim insanıdır hem görüp hem inanan Müslüman olunur mu Kuran kavranmadan Kavrayanlar kâfirdir öylelere sorarsan Kuran’ın kendi Hak kitap olduğunu diyen Yine kendi kendini görenleri söyleyen Bilim insanlarıdır Kuran’ı bilebilen Kuran’dır onu da insanlara doğrulayan Müslüman Kuran’ı görüp onu işitendir Şüphe taşıyıp kuşkularını giderendir Onun Allah katından geldiğini görebilendir Gerçeği görmeyen şeytana kul olandır Kuran Hak kitap olduğunu iddia eder Onu bilimsel bilgi ile beslenen bilir Bu sorunun cevabı kuşkusuzca verilir Sorunun cevabı da Sebe ayet altıdır Duyup görmeyenlere söyleyen peygamberdir O hem müjdeleyici hemde uyarıcıdır Uyarıcılığı tüm insanlar içindir Kanıt Seba Suresi ayet yirmi sekizdir Ayet on birden on üçe her şey bilimseldir Konulardan biri bakırın eritilmesidir Teknoloji henüz yoktur her şey ilkeldir Ayetler apaçıktır hem de öğreticidir Bakırı eriten şey alevli ateşlerdir Onun içinse en gerekli şey rüzgârlardır Bir aylık mesafeden demesi kesintisizdir Döküm yapılan yer rüzgâr alan zirvelerdir Rüzgârı dik alan yer yüksek dar bir vadidir Körük görevi görerek madeni eritir Kuran aktarır inanmayı değil bilimi Ona yakıştıramam istemediği şeyi & Zümmer & Akıl sahipleri sahiplenmedi Kuranı Tutarsızlık sandı onlar Kuran’da inancı İnananlar da her yazılanı doğru sandı Bu yüzden Kuran’ı anlayansa pek çıkmadı Bazı insanların olur şöyle itirazı Kuran’ı terk eder mi akıl taşıyan kişi Burda görünür fikrin kendiyle çeliştiği Yalanı doğru gösterir bize bazı yeti Olur bize doğruyu da yalan gösterdiği Hak tanımaz esir almış Hak olan Kuran’ı Kuran’ın Haktan gelmektedir tarafsızlığı Gerçek sanır inanan Kuran’da her olayı Kuran anlaşılmak için verir her misali Misali gerçek sanıyor insanların çoğu O yüzden terk etmektedir insanlar dini Böyle der Zümmer Suresi ayet yirmi yedi Saklı değil apaçıktır onun söylediği İlk müslüman muhammed’dir bunda yoktur kuşku İbrahim’de ilk müslümandır aynı dediği Onlardan sonra söyleyen varmı aynısını O yüzden yok etmeliyiz zamanı mekânı Başka türlü açıklanamaz ayet on iki Muhammed öldü diye yok mu oldu şimdi Her nokta taşımakta değilmi sosuz bilgi Onda açılır sonsuz âleme sonsuz kapı & Mümin & Şu sözlerimin tamamı Mümin Suresinden Onlar oluşmakta dört dörtlük bir ikilikten Aşağıdadır o ayetlerin dötlülleri İlk dörtlük ayet beşten gelir Mümin suresi İkincisi’de altmış dokuz ile yetmişten Diğer ikiside seksen iki ile seksen üçten Her ümmet peygamberlerini yalanlamıştır Hepsi de batılı Hakkın yerine koymuştur Hiç bir peygamber batıl şeyi getirmemiştir Batıla bulaşan topluluklar yok olmuştur Kötüler Hak kitap üzerinde tartıştılar Hak olan tüm sözleri batıla döndürdüler Hak olan kutsal kitapları yalanladılar Allahı sözde değil özde inkar ettiler Sırf bu yüzden helak olmuştur nice toplumlar Gerçeği görür dünyayı gezip dolaşanlar Sanat ve güçte çoklarından iyi idiler Bu savı kesin doğruluyor nice eserler Apaçık bilimsel bilgi verir her peygamber Ne onlara ne Allaha yakışmaz boş sözler Boş sözlerle gerçekleri reddediyor insan Onların Allah’ıdır İçlerindeki şeytan Körle göreni de ayıramaz düşünmeyen Cahile demir yumruk ayet elli sekizden Gerçek kâfirdir başkalarını kâfir sanan Mümün’i bir incelesin bana inanmyan Onlardır hak kitapları batıla döndüren Hakkında bilgi edinmeden değişti diyen İsa’nın hiç bir kitabı yoktu İncil denen Hiç akıl taşımaz onu Hıristiyan sanan & Fussılet & Mucizelerle dolu Kuran’da her sure Kuran üstüdür evrende olan her belirti de Onun ayeti gece gündüz günş’de ay’da Bakan gözlerin hiçbirşeyi görmediği de Gerçeği görür kurudaki canları gören Kuran’ı göremez onun özüne girmeyen Değineceğim mucize üstü mucizeye Görenler görür onu yanlız kendi ufkunda Her görene tanıklık eder kendi nefsi Bu hususta her insanın Allah’tır şahidi Eşsizdir Kuranın insanlar için çabası Hiç kimse istemez o denli kurtulmasını Çalışıp geçen varmı bu hususta Kuranı Bilin onun insanlar için çırpındığını Anlayıp kavrayan varsa ayet elli üçü Onlar görür Kuran’ın Hak kitap olduğunu Hiç kimsede görmedim Kuran’ın çabasını Görmedim kurtulmak için ona uyanları Yanlız o çırpınan kurtarmak için insanı Tek insan yok onun kadar düşünen kendini Kimse göstermez onun gösterdiği çabayı O tüm insanlara gösteriyor aynısını Sen sana göstermedin onun gösterdiğini İşte bu yüzden oluyor o Allahın Kelamı Sen değil dokturlarla konuşur bedenin Konuşuyor olsanda anlam taşımaz sözün Her zaman mevcuttur kuranda mucize ayet Peş peşe sıralanmıştır bir değil üç adet Tanık yirmi yirmi bir yirmi iki Fussılet Beden dilini anlarsın ya dinle ya dinlet Bu nasihattir uzak sananlara ahiret Hakkı reddeden her şeyi reddeder çok rahat & Şuara & Hiç kimsede beyin yok ummanları alacak İnsan kapasitesi ya bir göl ya bir bardak Varmı okyanusları bardağa sığdıracak O kafa mı Kuranı anlayıp kavrayacak Beyinler bilgi ve bilimle beslenir büyür Ufak beyinlerse ummanlarda damla kalır Ufak beyin Muhammed’i Rab’den yüce bilir Allahın Tahtını Peygamberine verir Kuran’a inanır onu hiç konuşturmadan Müslüman olmuşlardır Kuran’ı anlamadan Hiç bir bilgisi de yoktur sor ne sorarsan Zincirlenmiştir kapağı dahi açılmadan Hakkı savunur eğer kapağını açarsan Eş deyişle konuşmasına izin verirsen Arzu ve isteklerinize Kuran olur düşman O yüzden mümkün değildir kapağını açman Bu yüzden olmaz onu konuşturup dinleyen Sözde en büyük dostumuzdur özde de düşman Herkes kendi lehine yorumluyor bu yüzden Her nedense gerçek sesini olmuyor duyan Kötüler gerçeği göremez engeldir şeytan Nasıl görebilir kirli pisse vicdan Tanrıya varılmaz pisliklerden arınmadan Şeytandır insanı pisliğiyle kabul eden Şura’ya girerken bu açıklamalar yeter Tanrı elini dünyadan çekmedi sanma çeker Düşünmeyenler Rabbin işi gücü yok sanır Oysa hiç bir şey yoktur yattığını gösterir Doğayı insanlar sürekli pisletip kirletir Kendi kendini temizleyen yine doğadır Aynısını ruhlara hem eder hem ettirir Onların temizliği Muhammed’in işidir Makro âlemin yapısı Newton’a verildi O oldu evrenin hem sahibi hem kralı Mikro âlemde yoktur en ufak başarısı Muhammed’e de olmuştur Şura’da aynısı Maddi dünya değildir Muhammed’in alanı Şura’da apaçıktır bu olayın kanıtı Söylenir geminin rüzgârsız duracağı Ayet otuz iki otuz üçün söylediği Doğru anlayarak kavrayalım Muhammed’i Newton değilmi maddi âlemin kralı Muhammed’in de vardır apayrı bir görevi O ruhun kralı bilimden ötede yeri Oysa Kuran’ın apaçıktır evrenselliği Hiç bir zaman bitmedi bitmez on emrin hükmü Dünyada görünen düzendir Rabbin düzeni Onu apaçık anlatır Rabbin peygamberi Öğütlüyor dinde ayrılığa düşmemeyi Aynıdır Nuh İbrahim Musa İsa’nın dini Bunu tasdik ediyor Muhammed’in kendisi Aynı şeydir bilim insanlarının yaptığı Bilimin açıktır bilinmekte öncüleri Bu günkü bilimciler onların ardılları Muhammed’dir bütün peygamberlerin ardılı Taşıyan var mı onun bıraktığı sancağı Sordum kimse bilmiyor Cebrail’in boyunu Avrupa koyar onu toplu iğne başına Müslümlar eş tutar en az kendi boyuna Bilen yok geçti mi Muhhammed’in karşısına İnanırlar Kuran’ın göklerden geldiğine Onun doğruluğuna hem mükemmelliğine Leke konduramazlar Muhammed’in yaptığına İnsanları sına bilen yoktur bir tek sure Muhammed’in yolunda olmaz asla hata Her türlü kötülüğü yakıştırırlarken Allaha Toz kondurulamıyor her nedense Muhammed’e Kötülük Allahtan gelir Muhammad den Haşa Korkutmuşlar onları açık ayet yedide İnsanları korkutması söylenmiş Kuran’a Tehtit etmiş çılgın alevli cehhennem ile İyimi yapılmış diye sorarsanız bana Hak yola gelmeleri için yapın ne varsa & Zuhruf & Kuran okunup dinlenmeli bilinen dilde Kör ve sağırlardır aksini düşünenler de Ne dediği kavranmalıdır düşünülüp de Zuhruf Suresi bunu belirtir özellikle Haddin sınırını çoktan aşmıştır insanlar Uyarılmamalı mı hiç ümitsiz vakalar Bunu gösteriyor söylenip anlatılanlar Ayet beşe bakabilir kanıt arayanlar İnsanlar hem kör hem sağır hem de sapıktırlar Kırk ve daha nice ayet buna şahittirler İnsanlar Kuran’ın düşmanı ile dosturlar Kuran’a uyuyoruz der aksini yaparlar Kuran inanmayı emretmez körü körüne İnsanlar körü körüne inanır aksine Müslüman olacaksan düşün İbrahim gibi Hiç kimse alamaz atasından hazır dini Atasının dini değil İbrahim’in dini Muhammed’de kimseden almadı hazır şeyi Zuhruf Suresinde sıralanmıştır ayetler Yirmi ikiden başlayıp sel olup giderler Akıl bilimle gök kubbeyi inşa ederler İbrahim’le bir olup inancı yok ederler İbrahim inanmadı babasının dinine Dini olmaz inananların körü körüne Herkes en büyük müslüman kimlere sordumsa Pek rastlamadım onlardan Kuranı bilene Anlaşılıp kavranmalı Kuran’ın dediği Hiç kimsenin yok onu anlamak istediği Putlardan daha sağır insanın sağırlığı Putların gözlerinden daha kördür körlüğü Böyle alçaltmaktadır anlamayanı Kuran Hiç varmı yüzüne karşı söyleneni duyan & Duhân & Oyun ve eğlence ile Rabbe ulaşılmaz Can ortaya konmadıkca uzaya çıkılmaz Hiç bir inançta öyle bilinçli can bulunmaz O bilince varmadıkca Kuran anlaşılmaz Bununla yetineceğim Duhân Suresinde Demek istediğim bu ayet otuz sekizde Mana anlaşılır yeni Kuran geldiğinde Kuran’ın üstüne yüz bin Kuran indiğinde & Câsiye & Ulamalar için en sisli günlerdir Kuran Pırıl pırıl günlerde olmadı onu gören İnsanlar içinde öyledir olmdı bilen Onca zaman olmadı güneşli tek gün gören Gökyüzü pırıl pırıldır her nereye baksan Kuran’dan başka yok ışık olup ışık saçan Ona bakabilecek göz kimde kırpılmadan O yıldız kararamaz karanlığa bastırsan Ne demekte Câsiye suresi ayet on üç İnsanlara verilmiştir evrendeki her güç Uzaya bizler açıldık şüphe de yok hiç İnançlı inancını bırakıp düşündü mü hiç Akıl sahiplerine yeterde artar bu ayet Başka ayetlerde olurdu yetmese şayet On üçten sonra geliyor on dördüncü ayet İnanıp iman edenlere vardır nasihat Yaramaza uslansın diye atılır tokat Tokatın hemen ardından gelmektedir şevkat On altıncı ayettedir buna en açık örnek Derki İsrailoğullarını üstün ettik Aynını Duhan otuz ikidede dedik Tokatsa tırnaklı hayvanları haram ettik Akıl için yok ne tutarsızlık ne çelişki Başka şey için tutarsızlık olabilir mi Câsiye onun da vermektedir cevabını İnceleyin ayet yirmi üçü yirmi dördü Açık gerçeği görmeyenler ve nedeni Tutku ve heveslerini Rab edinmeleri Yine açık zanna göre hüküm vermeleri Apçık o husustaki bilgisizlikleri En yanıltıcı zan ulamaların zanları Var görür onlar gerçek manada olmayanı Varsa söylesin geçmiştekini bu günkünü Ayet yirmi dokuz söylemekte yokluğunu Orada tartışmasız açık Kuran’ın dediği Net her şeyi yüzümüze karşı söylediği Her şeyin açık yazılıp kayıt edildiği Anlatılmakta Allahın her şeyi bildiği Bu hususta çok acı ulemaların dediği Melekler yazarmış elinde defter kalemi Rab melekten mi öğrenecek bilmediğini Yoksa onlardan mı dinleyecek bildiğini & Ahkâf & Bilgi Tanrı katından yüksek insanlara gelir Onları yüksek insan anlayıp kavrar görür Onları tüm insanlığa anlatıp aktarır Tanrı bilgisi çok ağırdır anlayan azdır İnsanların geneli hem sağır hemde kördür Yüksek bilgiler yüksek eğitim gerektirir Bunu açık açık söyleyen Sure Ahkâf’tır Ayet yirmi üçse karanlıkları yırtandır Ardından gelir onun aşılmaz mucizesi O güneşi olamaz hiç bir engelleyici Hiç bir gözün yok ona bakabilecek gücü Kötülerden alınacak iyiliğin öcü Bir gün ayırmadan yirmi yıllık Kuran’a Herkes alim olmuş her şeyi bilen bilene Kendini Müslüman bilip Müslüman sanana Bir hediyem olacak saklasınlar mahşere Ayet yirmi altıdan yoktur daha keskini O ayette saklıdır cennetin anahtarı Herkese yabancıdır kendi gözü kulağı Yabancı olmasa söylermi ona yalanı Herkesin elinde cehhennemin anahtarı Nedeni anlamadıklarındandır Kuran’ı Bilmediklerini biliyor gösrermiş aklı Akıllarıda olmuş onlara yabancı Tam bin dörtyüz yıldır yapmaktayım bu gözlemi Kendi kendine söyleyen olmadı gerçeği Doğru yazılanlar yazıldığı yerde kaldı Bizlere gelirken manaları çarpıtıldı İnsanlara yalan söyledi gözü kulağı Yanlız gözler kulaklar değillerdi yalancı Onlar istenileni verdi sahiplerine Sahip sahiplenmez suçunu yükler Rabbine Gerçeği böyle söyler Muhhammed’in Kuranı Allahtan geldiğini ispatlar haklılığı Dünya şairi Yunus Öztürk |