Adis
Adis
elma benim adım, masanın üstünde perşembe akşamları durmakla mükellefim yivlerimden geçen karıncaların isimlerini kapıdan ya da küfnerken hayata benzeyişimle bilinirim kapı benim adım, girişim içerisinde dünya’nın yanığı birçok açılıma dank edilmiş ciğerlerimle kapanır- bir açılırım denize deniz dökmüş kanamışlar, bana söylenmiş bir türküdür masa benim adım, üzerime paslı köylerden ekmekler alırım yahut bir kalem sıkıştırır cebine kâğıt ısmarlarım- oturun karşıma otururken çok düşünceli bu adam ölümle konuşuyla- tanrıya ait imzasıyla şafak benim adım, âşığım kavgalara, savaşlara tanığım içimde veya ince bir beyaz papatya sesiyle- falıyla kendimi kendime kandırırım barışlar yaşarım güvercin ayakizleriyle göğsümde uçmak isterim sevdiğimin gözlerine- orada konmak hiç kalkmamaktır yazdıklarım ölümü sevmem, ölenleri severim yaşamayı bilmem, yaşarken tükenirim elma gülümsemiş, masa çürümüş, şafak ölmüş haberiniz olsun bayankuş! Payanda |