AN KADAR YAKINKoparıp da atamadığım Bir yaraydı yokluğun. Biliyorsun her ayrılıkta, Kesilendi soluğum... Her gece yüreğime saplanan, Hasretin kanlı mavzeriydi. Ve her gece üstüme çöken, Özlemin taa kendisiydi. Bulutlar hüzzam bir bestede, Bırak dans ede dursun anne. Şimdi ben sana, Kokumu sindirip bir kağıda, Son kez bir mektup yazacağım. Sakın ağlama dur! Sen ağladığında ben, Çok uzakta olacağım. Ve gittiğim menzilin adresi yok. Bakıp durma yollara Boşuna mektup yazma anam, Postacı uğramaz ki bana. Yalın bir düşün, Mahmurluğunda uyandım, Ellerim ellerimin üstünde, Bileğimde bin kahır kelepçe. Oysa sana bahar tadında, Gül derecektim önce. Yazık... Kurumuş avuçlarına, Gözlerimde yağmurlar biriktirmiştim. Yağmurlar kurudu çoktan anne. Sonra; Sol yanımda bir mahzene, Müebbet hapis yedi umudum. Sebebini sorma anne; Hiç yoktan işte... Artık sana gül uzatacak ellerim kırık, Ellerini öpeceğim dudağım yarık. Bin bir gece masallarından, Bıktım usandım artık. Oysa; Elmalar hep kurtlu çıkıyordu. Pamuk prenses yalan. Yedi cüceler hiç olmamıştı oysa. Yalandı her şey koca bir yalan... Sonsuzluğa giden bir yolun başındaydım. Yutkunamadığım zamanlarım vardı. Dedim ya sevginden gayrı her şey yalandı. Her gece selam yolladım sana, Dört yanıma örülen şu duvardan. Oysa gökyüzü ne güzelmiş anne, Yıldızlar ne güzelmiş. Anladım evet, Hayat masaldan çok öteymiş anne! Artık; Eğilen bu başım kalkar mı yerden? Gonca filizler açar mı yanağımda? Diner mi umutsuzluk fırtınaları? Ve gül yüzüne; Merhaba der mi yüzümün masum provaları? Yine her ney namesinde; Dalıp gider miyim ki uzaklara anne? Yine diz çöküp dizlerinin yanına, Saçlarımda ellerin gezer mi anne? Annem benim; Dişlerimle kazısam demir parmaklıkları, Bir yol bulsam iğde kokulu hani, Ve hep, Sana uçursam özgürlüğe kanat çırpan kuşlarını. Biliyorsun işte; Kanatlar bir kangren yara. Annem benim sen bakma bana, Ve ne olur...Ne olur hiç ağlama. Gün günü izliyor anne; Güneş çok uzaklarda. Göz bile kırpmıyor inan yıldızlar bana. Çürüyorum anne; Çürüyorum ayağımda pranga izleri. Ruhumdan kim siler söyle bu asi kirleri. Kınalı bir yamacın başında dursam, Saçlarımı tarasa rüzgar. Kelebekler konsa omuzlarıma, Sonra yanağımı yıkasa gözyaşım, Bir off çeksem nefesimin en son gücüyle, Çığ düşse yalnızlığıma, Alabora olsam limanına varmadan. Göğsümün kafesinde tükense ömrüm, Biliyorsun ki anne; Ha yaşamışım ha yaşamadan ölmüşüm. Parmak uçlarıma bulaşan bir suçla geliyorum anne, "Sevdim" diyebilmenin suç olduğu bir zamandan yani. Şimdi saçlarımda yol alır bir beyaz koridor. Devrilir dağlarım birer ikişer. İnan hala anlamadım anne! Sevmenin neresinde ki şer. Yılanlarla uyudum her gece, Yılanlar çatal dilli. Kapıları kapama ne olur, Ansızın geleceğim. Gül nasırlı elini öpmeden ölmeyeceğim. Uyandırmam anne,sen merak etme. Sessiz bir gölge gibi geleceğim. Sonra takılıp Azrail’in peşine, Uzun bir yola düşeceğim. Merak etme anne; Kısa bir ayrılık bizimkisi, Merak etme ne olur , Cennettir bu ayrılığın gerisi... Annem benim; Kör kuytularda yaramdan kan damlar. Biliyorsun güneş ilk mezarlara doğar. Varsın mezar taşımda adım olmasın. Varsın umudun güvercini mezarıma konmasın. Bak konuşmaya bile kalmadı mecalim, Git artık anne... Git bu son görüş günümüz. Biliyorsun; İnce bir kelebeğin kanadına konup geçiyor ömrümüz. Gelecek geldi işte yarınlar yalan. Boğazıma kolye oldu yağlı urgan. Şimdi, Hakkını helal ne olur, Son kez sil göz yaşlarımı. Son kez dokun yüreğime. Ve son kez öp alnımdan , Öp ne olur yüreğinle... İşte sana bu mektubu, Tarihlerin takvimlere küstüğü, Ve akrebin yelkovanı öldürdüğü bir zamandan yazıyorum. Biraz sonra ciğerlerimi son kez, En hasretli yanından bir memleket havasıyla dolduracağım. Ve sen bu mektubu okudun anda, Artık ben olmayacağım. Dedim ya güzel anam, Hakkını helal etmeyi unutma sakın. Biliyorsun işte kavuşmak an kadar yakın. Engin Badem |
Dedim ya güzel anam,
Hakkını helal etmeyi unutma sakın.
Biliyorsun işte kavuşmak an kadar yakın.
Evladının acısına dayanamayan annenin ölümü de tez,kavuşmaları da yakın olur her halde.
duyguların ifadesi çok güzel,tebrikler...