ÖLÜMSÜZLERİN BUYRUĞU
’Bilimin Dediği
Ölümsüzlerin Buyruğu’ İsimli kitabımın ön sözüdür Ey ölüm Az dur hele Acelen ne böyle Kıyametmi kopuyor Kopmuyorsa Bu sabırsızlık Bu öfken niye Kimsenin hükmü yok Hükmünden üste Senin sırtını Kim getirebilir Yere Ey insanoğlu Ölümlü kimse Meydan mı okuyorsun Ölüme Onu alt edip Ölümsüzlük mü getireceksin Bizlere Söylermisin Hangi âlemden gelir Hangi âleme gidersin Bu dünyada işin ne Ölümlüler gibi yaşar Ölümsüzce davranırsın Ölümden üstünmüdür ki gücün Ölüme meydan okursun Yoksa sen misin O akıl almaz sözleri söyleyen Uçsuz bucaksız düz kayalara Tırmanacağım diyen Sana sorulan sorular Sorulmadı hiç kimseye Ölümün elinden kurtulupta Nasıl ulaşacaksın Kimsenin ulaşamadığı O ulaşılmaz zirveye Yükseklik Metre değil kiometre Sözüm şaka değil Hakikatten de öte Tırmanabilir misin Binlerce metre yükseğe Göklere Tırmananlar var Olmasa Olmazdı savım Hakikatten öte Dünyaya gelirken Doğmadınsa ayakta Doğar doğmaz Başladınsa yürümeye Ya hiç başlama Bu işe Ya da Şimdiden başla Düşünmeye Doğduktan bir gün sonra Tırmanmadınsa ağactan ağaçlara Bir sonraki gün Atlamadınsa daldan dala Atladığında Korku düştüyse içine Yada Zerre güçsüzlük hissttinse Ellerinde ayaklarında Korkunun izlerine rastlandıysa Yüzünde gözünde Ruhunda Bir daha dur Yeniden başla düşünmeye Anlatacağım yol gider Dönüşü olmayan Âlemlere Bilemem Lanet etsemmi etmesem mi Hiç bilmeden gittiğim o yollara Bir ömür yürüdüm Yukarlara aşağılara Bir korku tüneli ki Rastlamadan ışığın zerresine Umutla yükseldim Alçaldım umutsuzca Tırmandığım da oldu Düştüğüm de Ağladığım da oldu Güldüğüm de Güldüm Çıldıracağım anlarda Tutunamadım Tutunacak dal bulup da Dal bulunmaz yalçın kayalarda Ağaç yetişmez Ot bitmez yerlerde Gülerdim Tutunacak yer bulamadığımda Ağlanacak hallerde Ne yaptım bilirmisiniz O durumlarda Taşları kazdım tırnaklarımla Tırnaklarımla tutunarak İpsiz tırmandım Düz yüzeyli taştan dağlara İpsiz indim dipsiz çukurlara Ne dediğimi Daha iyi anlamak için Danışın dağcılara Yalanım varsa Bana inanıp da Hiç çıkmayın yola Zirveye ulaşmak için Zirveye ulaşılmaz Alınmadan Ölüm göze Ölüm alt edilmeden Ulaşılmaz Göklerin Eşsiz lezzetine Şimdi Hazırmısınız Böyle bir yolculuğa Ölümü alabilecek misiz Göze Gerçeği anlatıyorum Sitemim Hikaye sananlara Masal diyenlere Gerçeklerin yolu yokuştur O yolda Rastlayamasın yürüyene Yalanların yolu iniştir Gidersin Yürümesen de Olmayasınız diye Param parça Gerçeği işaret ettim Maddi alemden Maddi örnekle İpsiz tırmanır Gerçek dağcı Düz kayalara Zirveye ulaşılmaz Bilimsiz kafa ile Ulaşılır Milyarlarda bir olsa da Bilim ile Akıl ile Ona benzer Manevidir Bizim yolculuğumuz da Ama maddeden ötedir Gerçekliliği de Yolculuk Bedenle değil ruhla Zorluğu daha fazla Bedenle giden ölür bir kere Dakika sürmez gider saniyelerle Eğer tırmanmak istersen ruhla Ölürsün binlerce kez kere Saniye değil Ölümün sürer Günler aylar yıllarca Zorluğu ondandır O yüzden Mükaffat yoktur Mükafatından üste Sözlerimin eksiği var Yoktur fazlasıda O yolculuğun Dayanamasın acısına Varamasın o acısının hekimine Düşersin acının peşine Gidersin seni nereye götürürse Onun sana geçer hükmü Senin hükmün geçmez Acına Anlayamadınsa Anlayana kadar dinle Girersin Dönüşü olmaz bir yola Sözlerim Gayri ciddi gibi gelebilir sana Bir gün Öyle gelecek ölüm de Ölüm geldiğinde O kadar ciddi olmayacak o da O yüzden Dikkate almalısın sözlerimi O vız gelmez Ölümün vız geldiği gibi Bir yol ki Devlerin diyarı Tehlikelerin bin biri Görürsün Ölümden daha soğuk yüzleri O yol ki Dönüşü olmayan Daracık bir korku tüneli Yürürsün sürüne sürüne Dönmen gerekirse Gitmen gerekir geri geri Göremediğin tehlikeye Yeğlersin Göreceğin tehlikeyi Arzular olursun Ölümün tatlı uykusunu Tırmanıp yükseldikce gerilim artar Tutan el Tutamayacağım der derinden Hiç bir ses Hiç bir kükreyiş Daha korkunç olamaz O fısıltıdan Bir ümitsizlik beklersin ayaklarından Ellerinden gelen sesi Bekler olursun onlardan Duyar gibi olursun O acılı sesi duymadan Kartal olsan dahi korkarsın O denli yüksekten Hiç bir kartal uçmamıştır O korkuyu tatmadan Demem o ki Hiç bir kartal Benzer korkuları yaşamadan Bırakmamıştır kendini O uçurumdan Aşağılara Kanatların olsa da En iyi uçucu olsan da Korkar olursun Seni okşayan rüzgarlardan Öyle bir işe asla başlamazsın Başına gelecekleri bilsen Bende başlayamam Bana ikinci bir şans versen Her şeye değdi dersin Zirveye ulaşabilirsen Bin ömre bedel öyle bir an Can nedir bilemez O anı yaşamayan Canının Ayrılıktan söz ettiğini Duymayan Hazırlanmalısın Eğer o milyarda bir sen isen Verilen öğütleri anlamışsan Hiç bir ayrıntıyı unutmadan Tırmanacaksan Hangi ip daha incedir Aklın mantığın bilimin İpinden Yükselirken alçalırken Tutunduğun ip incelirken Korkmamalısın Onun kopabileceğinden Yıldırım olsan kasırga olsan Koparamazsın Daha sağlam ip yoktur Gerçeğin ipinden Kendine gel hazırlan Geliyor zaman Yolculuk ’Zamandan zamana Mekândan mekâna’ Milyarlarca ömürlük yol alınır An öyle bir an Bana hak vereceksiniz Çok çok eminim Olacaklardan Yolculuğunuzun sonunda Ya da düşerken Üç beş saniyelik Zamanda Ne gündüzün ışığı Ne gecenin karanlığı Saklayabilir gerçeği Göklere bakanlar görür Yıldızların saçtığı ışığı Gündüz ise Güneştir yapan o işi Fakat Kimse kendi gözünde göremez Gerçeklere bakabilecek Gerçek gücü Dünyayı nasıl aydınlatırsa Güneşin ışığı Görmemize engel olamaz Gecelerin karanlığı Manevi dünyamızı aydınlatır Aklımızın ışığı Görmemize engel olamaz Körlerin inancı Amacım Törpülemek değil cesaretinizi Sonbahar gibi Dökmek değil yapraklarınızı Sizleri tırmandırıp taşıyacak olan Ruhunuzun gücü O gücü verecek olan şey ise Duygu ve düşüncelerinizin temizliği Aksi halde olmaz Ruhlarınızın Sizleri sürükleyecek Hali O yüzden Yolculuğa davet ediyorum Gençleri Kötülük taşımaz onların Akılları Kelebek gibi günahsızdır Ruhları O yüzden kolaydır Havalanmaları Tanrı sürekli oturmaz Tahtında Ara sıra olur Tahtını boş bıraktığı da Oraya oturamaz Ölümlülerden hiç kimse Hiç bir ölümlü boy ölçüşemez Ölümsüzlerle Yalınız sevgilim ölçüşürdü Akılda iyilikte Güzellikte bilgelikte Ölümsüz Tanrıçalarla Beraber gideceğiz Gidecek olanlar ile O ölümsüzlerin O ölümsüzlük ülkelerine İçlerinde kötülük taşıyanlar Düşecektir Cehennem çukurlarına İyilik taşıyanlarsa Ulaşacaklardır Göklerin katına Gerçek güç görünür Görünenlerin ötesinde Olmayan güç var görünür Asırlık dev ağaçların gövdesinde Köklerinde Oysa Güç ne gövdededir Ne de köklerinde Güç onların ruhundadır En zirvede En incedalın ucunda O dur meydan okuyan Yıldırımlara kasırgalara O dur O görkemli gövdeleri Ayakta tutan da En korkunç çığlıklarla devrilirler Ruhları Ayrıldığında Ufacık bir kaya Nasıl Koskoca okyanusa siper eder de Gövdesini Nasıl parçalarsa Dağlar gibi üstüne gelen Azgın dev dalgaları Onları nasıl püskürtürse Okyanusun derinliklerine doğru Gerisin geri Gençlerde öyle parçalar Öylesine geri püskürtür Fikirlerin Kötüsünü Gençleredir Gökteki ölümsüzlerin daveti Onlarla yükselecek İnsanlığın yiten saygınlığı Kartal gibi özgür dolaşacak Onların her biri Güçlerine güç katacaktır Ölümsüzlerin öğretileri Yeryüzünün onlar olacak Gelecek de tek hakimi Göklerden görünür Sürülere musallat olan çakallar Kötülük Hep mazlumları değil Yapanlarıda bulacak Kartal Nasıl güçlü kanatları ile Süzülüp akarsa Göklerdeki Rüzgarların geniş yollarından Gördüğü kurdu Nasıl yakalarsa enselerinden Enseden yakalanan kurt Nasıl kurtulamazsa kartalın pençesinden Çakallarda kurtulamayacak Onların ellerinden Ben daha zalimini görmedim Aç kalan midemden Derdim bin bir olsada O açsa Hiçbir derdimi ona dinletemem O bana daha çok acı verir Bin bir türlü derdimden Hemde hiç yorulmadan Bırak yaşamayı Nefes bile alamam Onu Doyurmadan Bu yol Hayalin değil Gerçeklerin hakikatlerin yolu Ruhunu doyurmadan doyuramazsın Ne kendini he de başka kulu Dünyaları versen de Ollmaz ondan açı Daha fazla uzatmayalım lafı Bilmeyenler Çok kolay anlatırlar Bilmediklerini Dakikalar saniyeler içinde Anlatıp bitirirler Her şeyi Bilenin yıllarını alır Anlatabilmek bildiğini Anlatabildim mi diye taşırlar En büyük kuşkuyu Bilmeyenlerin olmaz Öyle bir derdi Onlar bilmektedir Her şeyi O yüzden merak etmezler Öğrenmeyi Geldik İşte büyülü yolun başı Yola koyulmadan Ödeyelim Emeği geçenlere Borcu Hep söyledim Bildiklerimi Dinlemedi hiç bir ölümlü Ölümsüzler dinledi Bırakmadı yüz üstü Yanıtladılar Sorduğum her soruyu Onlara vermek isterim Her neyse alacağı Elimde olsa Bir tek cümleye koyardım Allahı bizlere verdiğini Ölümsüzlere verirdim O ölümsüz Hediyeyi Bilge Şair Yunus Öztürk |
Elimde olsa
Bir tek cümleye koyardım,,,, burasını çok beğendim uzatmanın alemi ne? değil mi şair :))
Tebriklerim kalsın, çok emek verilmiş...